English abajur abartı abartılı abartma abartmak abaza ABC abece abes abide Abidjan abla abluka abone abone olmak abonman Abrakadabra aç aç gözlü aç bırakmak aç kurt gibi yemek aç olmak acaba açacak açar acayip acayiplik acele acele etmek acele geçmek aceleci aceleyle Acem acemi acemi a acemi asker acemi çaylak acemilik acente açgözlü açgözlülük acı açı acı acı bağırmak acı çekmek açığa çıkarma açığa vurmak açık açık açık açık artırma açık çıkmak açık deniz açık fikirli açık olmak açık renk açık saçık açık seçik açık sözlü açıkça açıkgöz açıkgözlük açıkgözlük yapmak açıklama açıklamak acıklı açıklık acıkmak açıktan para açıkyürekli acil açıl acil durum acilen acılı acılık açılış açılma açılmak açılmıs acıma acımak acımasız acınacak acınacak halde olan acınacak şey açıortay açış açısal acısını çıkarmak acısız acıtan acıtmak aciz âciz açkı açlık açlık çekmek açlık grevi açma açmak açmaz acun acuze ad ad verme ada adaçayı adada adak adale adaleli adalet adaletli adaletsiz adaletsizlik adam adam öldürme adamak adamakıllı adaptasyon adapte adapte olmak adaptör adatavşanı aday adaylığına koymak adaylık addetmek Addis Ababa adem Aden adese adet âdet âdet görmek âdet olamk âdeta adi adı geçen adil adıl adileştirmek adilik adım adım adım adına adını anmak adlandırmak adli adrenalin adres adsız aerobik aerodinamik aerosol af afacan afallamak afallatmak aferin afet afettmek affedilemez affedilmez affetmek affetmeyen afgan Afganistan afiş afiyet aforoz Afrika afrikalı Afrodit afsun afyon ağ ağabey ağaç agaç dalı ağaç gövdesi ağaç kabuğu ağaççileği ağaçkakan ağaçlı ağarmak ağarmış ağartmak ağda ağı ağıl ağır ağır ağır ağır darbe ağır süvari ağırbaşlı ağırlamak ağırlaşmak ağırlaştırmak ağırlığında olmak ağırlık ağız ağız bozukluğu ağız kalabalığı ağız kavgası ağız mızıkası ağıza alınmaz ağızbirliği ağızbirliği etmek ağızdan ağza dolaşmak ağızlık ağlama ağlamak ağlamaklı ağlaşmak ağlatır ağlayan ağlayış agnostisizm agresif ağrı ağrıkesici ağrımak ağrısız ağrıtmak ağtabaka ağustos ağzı bozuk ağzından kaçırmak ağzını açmamak ah ah etmek ahali ahbap ahçıbaşı ahenk ahenkli ahır ahit ahize ahlak ahlâk ahlak bozulmak ahlâk dışı ahlaka ait ahlâka uygun ahlakdışı ahlâkdışı ahlaki ahlâki ahlakını bozmak ahlaklı ahlaksız ahlâksız ahlaksızlık ahmak ahmaklık ahşap ahtapot ahu ahududu aidat aile aile ismi ailesel ait ait olmak ajan ajanda ajans ak akaç akademi akademik akademisyen akan akanyıldız akar akarsu akasya akbaba akçe akdarı akdeniz akibet akıbet akıcı akide akide şekeri akik akıl akıl almaz akıl çelici akıl danışmak akıl ermez akıl etmek akıl vermek akıl yürütmek akılcılık akılda tutmak akıllı akıllıca akıllılık akılsız akılsızlık akım akın akın etmek akıntı akıntıya kapılmak akıp gitmek akış akışan akışkan akıtmak akla getirmek akla uygun akla yakın akla yatkın aklamak akli aklı aklı başında aklı başından gitmek aklık aklına getirme aklına sokmak aklında tutmak aklından çıkarmamak aklından geçirmek aklını çelmek akmak akordeon akort akort etmek akraba akraba olan akrabalık akran akrep Akrep burcu Akrep takımyıldızı akrobasi akrobat akrobatik aksak aksaklık akşam akşam karanlığı akşam vakti akşam yemeği akşam yemeği yemek aksamak aksan aksatmak aksesuar aksettirmek aksi aksilik akşın aksine aksini iddia etmek aksini ispat etmek akşınlık aksırmak aksiyom aktarma aktarma yapmak aktarmak aktif aktiflik aktivite aktör aktris aktüalite aktüel akü akümülatör akupunktur akustik akustik ilmi akut akuzatif akvaryum al âlâ alabalık alabora etmek alabora olmak alaca karanlık alacağı olmak alacak alacakaranlık alacaklı alacalı alaka alâka alakadar etmek alâkasız alamet alâmet alan alarm alaşağı etmek alaşım alay alay edilecek şey alay etmek alaya mensup alaycı alaycı kuş alaylı albatros Albay albeni albinizm albino albüm albümin alçak alçak gönüllü alçak gönüllülük alçak herif alçak kimse alçakgönüllü alçakgönüllük alçaklık alçaktaki alçalma alçalmak alçaltmak alçı alçıtaşı aldanma aldatıcı aldatma aldatmaca aldatmak aldırmak aldırmazlık alegori alegorik alelade aleladelik alem âlem alenen aleni alenilik aleniyet alerjen alerji alet alet edevat alet takımı aletler aletler takımı alev alev alev yanmak alev almak alev çıkarmak alevlendirmek alevlenmek alevler içinde alevli aleyhinde aleyhte alfabe alfabetik alg algı algılamak Ali âli alıç alicenap âlicenap alıcı alık alıkoyma alıkoymak alım alımlı âlimlik alın alınacak alındı alıngan alınma alıntı alıntı yapmak alınyazısı alıp getirmek alır alış alışık alışılagelmiş alışılmamış alışılmış alışılmışın dışında alışkanlık alışkı alışkın alışmak alışmamış alıştırma alıştırmak alışveriş alışveriş etmek alışveriş yapmak alışverişi olmak alize rüzgârı alkalik alkış alkış tutmak alkışlamak alkol alkolik alkolizm alkollü alkolsüz Allah allah bilir allah rahmet eylesin allah şükür! allaha ısmarladık allahlık allahsız Allahtan allık alma almak Alman almanak almanca almangümüşu Almanya alo alp Alp dağlarına ait Alpler alt alt çene alt etmek altar altbölüm alternatif altgeçit altı altı kat altı misli altıcı altıda bir altıgen altın altın kaplama altına altıncı altında altından altını kazmak altlık altmış altüst etmek altyapı altyazı alüminyum am ama âmâ amaç amaçlamak amaçlı amaçsız amade amanse amansız amatör Amazon ambalaj ambalaj ipi ambalaj kağıdı ambalajlamak ambar ambargo amber amblem ambulans amca amel amele ameliyat ameliyat etmek ameliyathane amentü amerika Amerika vizonu Amerikan ametist amfi amfiteatr amfitiyatro amin amip amir amiral Amman amnezi amonyak amortisman amortisör amper amplifikasyon ampul Amsterdam amut amyant an ana ana (anne) ana (temel) ana baba ana direk ana fikir ana katili anacadde anadan doğma anadil anadili anaerki anafor anahtar anahtarlama anakara anakronizm anal analık analist analitik analiz analiz etmek analjezik analoji anamal anamalcı anamalcılık ananas anane anaokulu anarşi anarşist anarşizm anason anatomik anavatan anayasa anayasal anayol anayurt ancak andırmak andorra anekdot anemi anemik anestezi anestezi yapmak angarya Anglikan Anglosakson Angora ani anı ani korku aniden anık anilin anımsama anımsamak anımsatmak anırmak anıt anıtkabir anjin Ankara anket anlam anlam taşıyan anlamak anlambilim anlamına gelmek anlamını çıkarmak anlamlı anlamse söz anlamsız anlamsızlık anlaşılabilir anlaşılır anlaşılmak anlaşılması mümkün anlaşılmaz anlaşma anlaşmak anlaşmaya anlaşmaya varmak anlaşmazlık anlatan anlatılmaz anlatım anlatış anlatma anlatmak anlayış anlayışlı anlayışsız anlmlı anma anmak anne anneanne anneliğe ait annelik anofel anomali anonim anonimlik anons anons etmek anormal anormallik anot ansefalit ansiklopedi ansiklopedik ansızın ansniklopedi ant ant içmek antarktika anten antepfıstığı antibiyotik antifriz antik antika antikacı antikor antilop antimon antipati antisosyal antlaşma antoloj antoloji antre antreman antreman yapmak antrenör antrepo antropolog antropoloji anus anüs aort apaçık apandis apandisit apansız apar topar apartman apati aperitif Apollon apostol apostrof apse apsent apsis aptal aptalca aptalık aptallık aptes ar ara ara kat ara sıra ara sıra olan ara vermek ara yol araba araba gezintisi araba vapuru arabacı arabesk Arabistan Arabistanlı arabulucu araç aracı aracı olan arada sırada aradaki Araf aralarını bulmak aralık aralıksız arama arama yapmak aramak aranmak Arap Arapça arasına sıkıştırmak arasında araştırıcı araştırma araştırmacı araştırmak araya araya girme arayış arazi arazı arazi sahibi arbitraj ardıç ardıçkuşu ardıl ardına ardında ardından ardından gelmek arduvaz arena argo argo deyim argon Ari arı arı (böcek) arı (saf) arı kovanı arıcılık arife arife gecesi arılık arınmış aristokrasi aristokrat aristokratlık arıtma arıtmak aritmetik arıza arıza yapmak arızalanmak arızalı arızasız arızi Arjantin ark arka arka arkaya arka plan arkada arkada bırakmak arkadaki arkadan arkadaş arkadaş canlısı arkadaşlar arkadaşlık arkadaşlık etmek arkasına arkasında arkasında olan arkasından konuşmak arkaya arkaya dayanmak arkeolog arkeoloji arkeolojik Arktik arma armacılık armağan armağan etmek armalı kalkan armonika armut Arnavut Arnavutluk arpa arpacık arsa arsenik arşın arşıv arsız arsızlık art art arda artan arter artı artık artıkyıl artırma artırmak artış artist artistik artkafa artma artmak artrit Arya arz arz etmek arzu arzu edilen arzu etmek arzulamak arzulu as aş asa asabi asabını bozmak aşağı aşağı alt aşağı yukarı aşağıda aşağılamak aşağılık aşağılık adam aşağısında aşağıya asağıya doğru aşağıya doğru asalak asalet aşama asansör asap asap bozucu asayiş asbest aşçıbaşı aşçılık asetilen aseton asfalt asgari asi aşı aşı maddesi aşı yapmak aşıboyası asidite aşık âşık âşık olmak asık suratlı âşıkane aşikar aşikâr aşıkâr asil asıl aşılamak asılı asillik asılsız asilzade asılzade asimetri asimetrik aşina aşındırıcı aşındırmak aşınma aşınmak asır aşiret aşıret aşırı aşırı doz aşırı düşkünlük aşırı faiz aşırı milliyetçilik aşırılık asırlık aşırmak asistan asistanlık asit asitlik aşıya ait aşk aşk mektubu aşka meyilli asker asker gemisi asker kaçağı asker yürüyüşü asker zihniyeti askere alınmış askeri askeri mahkeme askeri müfreze askerler askerlik askı askı kancası aşkın asla aslan aslan payı Aslan takımyıldızı asli aslına bakılırsa aslında asma asma kat asma kilit asmak aşmak aspiratör aspirin ast astar astar boya astarlamak asteğmen asteroit astım astımlı Astragan astrolog astroloji astronom astronomi astronomik astronot astropikal astsubay asude Asya asyalı at at arabası at kılı at kuyrugu at nalı at sağrısı at sırtı at sırtında at yarışı ata atacılık ataerkil atak atama atamak atanma atardamar ataşe atasözü atavizm ateist ateizm atelye ateş ateş açmak ateş almak ateş etme ateş etmek ateş gibi ateşbalığı ateşböceği ateşkes ateşlemek ateşli ateşten atfetme atfetmek atıcı atıf atik atıl atılan şey atılgan atılım atılış atılma atılmak atış atış yeri atışmak atıştırm atıştırmak atkı atkuyruğu atlama atlamak Atlantik Atlas atlatmak atlayış atlet atletik atletizm atlı atlıkarınca atma atmaca atmak atmosfer atmosferik atol atölye atom atom bombası atom enerjisi atomik atriyum atropin attan av av köpeği avam avam kamarası avanak avans avans vermek avanta avantaj avantajlı avare avare avare çıkmak avaz avcı avcı uçağı avcılık avize avlak bekçisi avlamak avlanmak avlu avokado avrasya avrat Avrupa Avrupalı avuç avuç dolusu avuç içi avuçlamak avukat avunç avunmak avurt Avustralya avustruya Avusturya avutmak ay ay ışığı ay tutulması aya aya ait ayağa ayağa kaldırmak ayağa kalkmak ayağı takılmak ayağını yere vurmak ayak ayak diremek ayak kemeri ayak parmağı ayak sesi ayak taburesi ayak ucu ayakkabı ayakkabı boyacısı ayakkabı tamircisi ayakkabıcı ayaklanma ayaklanmak ayakta ayakta durmak ayakta kalmak ayakta uyumak ayaktakımı ayakucu ayar ayarlamak ayarlanmış ayartıcı ayartma ayartmak ayaz aybaşı ayçiçeği ayda bir olan aydın aydınlanmak aydınlatıcı aydınlatma aydınlatmak aydınlık ayet aygır aygıt ayı ayıbalığı ayık ayıklamak ayılmak ayin ayın ayıp ayıplama ayıplamak ayırım ayırım yapmak ayırımcılık ayırma ayırmak ayırt ayırt edememek ayırt etmek ayırtı ayırtmak aykırı aykırı olmak aykırılık ayla aylak aylak kimse aylaklık aylaklık etmek aylık ayna aynen aynı aynı anda aynı bir aynı ölçüde aynı şekilde aynı şekilde olan ayr ayraç ayran ayrı ayrı ayrı ayrı olarak ayrıca ayrıcalık ayrıcalık tanımak ayrık ayrıkalıklı ayrılamamak ayrılık ayrılış ayrılma ayrılmak ayrılmış ayrım ayrım yapmak ayrımcılık ayrıntı ayrıntılı ayrıntılı olarak ayrışma ayrışmak ayrıştırmak ayrıt aysberg ayşekadın ayva ayva tüyü ayyaş ayyaşlık az az miktar az pişmiş az sonra az ve öz aza azalma azalmak azaltma azaltmak azamet azametli azami azap azap vermek azar azarlama azarlamak azat azat etmek azdırmak azerbaycan Azeri azgın azgınlık azıcık azıdişi azık azil azılı azim azimli azımsamak azimut azınlık aziz aziz tutmak azizler azizlere yakışır azletmek azlık azmak azman azot B baba baba katili baba tarafı baba tarafından olan babaanne babalık babası olmak babaya ait babayiğit baç baca bacak bacanak bacı badem badminton bag bağ bağ kütüğü bagaj bağcı bağcılık bağdaşmak bağımlı bağımlı olmak bağımlılık bağımsız bağımsızlık bağıntı bağır bağırış bağırma bağırmak bağırsak bağırsak kurdu bağırsaklar bağırtı bağış bağışıklık bağışlamak bağışlanmaz bağla baglaç bağlaç bağlam bağlama bağlamak bağlanmak bağlantı bağlantı kurmak bağlaşma bağlayıcı bağlı bağlı olma bağlı olmak bağlılık bağnaz bağnaz kimse bağnazlık bağrışmak bahane bahar bahar (mevsim) bahar(at) baharat baharatlı baharlı bahçe bahçe nanesi bahçecilik bahçıvan bahçıvan beli bahçıvanlık bahis bahis konusu bahriyeli bahse girmek bahsetmek bahşetmek bahşiş baht bahtiyar bahtsız bakan bakanlık baki bakım bakım masrafı bakımından bakımını sağlamak bakımsız bakınmak bakir bakır bakır kaplamak bakır rengi vermek bakırcı bakire bakirelik bakış bakış açısı bakışım bakışımlı bakkal bakkal dükkânı bakkaliye bakla bakma bakmak bakteri Bakü bal bal gibi balad balalayka balast balayı balçık baldır bale balerin balgam balgam çıkarmak balık balık avı balık avlama balık avlamak balık pulu balık tutmak balıkçı balıkçıl balıkçılık balıkçın balina balina yağı balistik balkabağı Balkanlar balkon ballı balmumu balmumu sürmek balo balon balsam balta baltalamak balya balyoz Bamako bambaşka bambu bamya banço bandaj bando Bangkok bank banka bankacı bankamatik banker banknot banko banliyö banmak banotu bant Banyo banyo yapmak bap bar baraj baraj yapmak baraka Barbados barbar barbarlık barbunya barcelona bardak Barents Denizi barikat barınak barındırmak barınmak barış barışçı barışma barışmak barışsever barışseverlik barıştırılamaz barıştırma barıştırmak bariton bariyer bariz barlam Barmen Barok barometre Baron barones barut baryum baş baş ağrısı baş aşağı baş belası baş dönmesi baş eğerek selamlama başa ait başa çıkılmaz başa çıkmak başak başak burcu basamak başaramamak başarı başarı göstermek başarılı başarılı olmak başarısız başarısızlık başarmak başbakan bası başıboş basık basil basılı basım basımevi basın basın mensupları basın toplantısı basınç basınç yapmak basınçlı başından atmak başından savmak başını sallamak başının etini yemek basıölçer basiret basiretli basiretsiz basit basitleştirmek basitlik başka başka bir deyişle başka suretle başka türlü başkalarını düşünme başkaldırı başkaldırmak başkalık başkan başkan yardımcısı başkanlık başkansız başkası başkasına bırakmak başkent basket basketbol baskı baskı altında tutma baskı altında tutmak baskı yapmak baskın baskın çıkmak baskın yapmak başkomutan baskül başlama başlamak başlangıç başlangıçta başlatma başlatmak başlay başlayan kimse başlayıcı başlı başına başlıca başlık başlık koymak başlık parası basma basmak basmakalıp basmakalıp söz başörtüsü başoyuncu başparmak başpıskopos başpiskoposa ait başrahibe başrahip başsağlığı başşehir başsız başta başta olan başta olan kimse başta olmak baştan aşağı baştan başa baştan çıkarma baştan çıkarmak baştan savma cevap baştan sona baştan yukarı baştankara bastırıcı bastırılamaz bastırma bastırmak baston başucu basur başvurmak başvuru başvuru formu başyapıt batak batakhane bataklığa ait bataklık bataklık gibi batarya bati batı batıdaki batık batıl batıl inanç batıl itikat batılı bâtıni batırmak batıya ait batmak batmamak batmaz baton battaniye bavul bay bayağı bayağılık Bayan bayat bayatlamak baygın baygınlık bayi bayılma bayılmak bayıltmak bayır bayır yokuş bayırturpu baykuş baypas bayrak bayram bayram etmek bayt baytar baz bazalt bazen bazı bazısı be beau bebek bebek çocuk bebeklik beceri becerikli beceriksiz beceriksizce yapılan beceriksizlik becermek bedava bedavadan bedbaht bedbahtlık beddua beddua etmek bedel beden beden eğitimi bedeni bedensel Bedevi beğeni beğenilecek beğenmek beğenmemek begonya bej beka bekar bekâr bekâret bekârlık bekçi bekleme bekleme salonu beklemek beklenen beklenmedik beklenmedik (bir şey) beklenti bekletmek bel bel bağlamak bela belâ belâ okumak belagat belalı Belçika Belçikalı belediye belediye başkanı belediye ile ilgili beleş belesan yağı belge belgeleme belgelemek belirgin belirleme belirlemek belirli belirmek belirsiz belirsizlik belirteç belirten belirti belirtme belirtmek belit Belize belkemi belkemigi belkemiği belki bellek belli belli başlı belli belirsiz belli etmek belli olmak belsoğukluğu ben ben (tende) Bence bencil bencillik bende benek benekli benim benimki benimseme benimsemek benimsenmeyen benimsetmek Benin beniz benlik bent benzemek benzen benzer benzeri benzeri görülmemiş benzerlik benzersiz benzetmek benzi atmak benzi sararmış benzin benzin deposu benzin istasyonu benzinci beraat beraber beraberlik berbat berbat etmek berbat olmak berber berber salonu bere bereket bereket versin ki bereketlendirmek bereketli bereketsiz berelemek beri berilyum Berlin berrak berraklık bertaraf bertaraf etmek berzah beş beşer beşeri beşeriyet beşgen beşiğe yatırmak beşik besili besin beşinci besleme beslemek beslenme beslenmek besleyici beste beşte bir besteci bestekâr bestelemek beter betik betimleme betimlemek beton betonarme bevliye bevliyeci bey beyan beyan etmek beyanat beyanname beyaz beyaz karınca beyaz şarap beyazlaşmak beyazlatmak beyazlık beyefendi beygir beyhude beyin beyin yıkamak beyincik beyinsiz beyit beykin beylik Beyrut beysbol beyzbol beyzi bez bezelye bezginlik biat biber biberiye biberli biberlik biberon biberye bibliyografya biblo bıçak bıçak ağzı bıçak sapı biçerdöver biçici biçim biçimini bozmak biçimlendirmek biçimsel biçimsiz biçimsizlik bıçkı bıçkı tozu biçmek bıdık bidon biftek bigudi bikini bıkkınlık bıkmak bıktırmak bilakis bilanço bilardo bilardo sopası bildiğim kadarıyla bildik bıldırcın bildiren bildiri bildirmek bile bile bile bileğitaşı bilek bilemek bilen bilerek bileşen bileşik bileşim Bilet bilet gişesi biletçi bileyici bilezik bilge bilgelik bilgi bilgi edinmek bilgi verici bilgi vermek bilgiç bilgiçlik taslayan bilgili bilgisayar bilgisiz bilgisizlik bilhassa bilim bilimsel bilinç bilinçaltı bilincinde olmak bilinçli bilinçsiz bilinen bilinmeyen bilinmez bilirkişi billur bilme bilmece bilmek bilmezlikten gelmek bilya bilye bin bina bina etmek binaen binbaşı bindirmek binici binicilik binme binmek Bir bir ağızdan bir an önce bir an süren bir araya getirmek bir buçuk bir çuval dolusu bir daha bir defa bir gün bir hayli bir iki bir kere bir lejyonu bir neslin tükenmesi bir nisan bir parça bir saatlik yol bir şey bir sonraki bir tane bir tarafa bir taraflı bir türlü bir yana bir yana atmak bir yığın bir yudum içki bir zaman bir zamanlar bira birader birahane bırakmak biraz biraz önce birazcık birazdan birbiri ardından birbirinden ayrı birbirini takip eden birçok birçok kez birden birden parlamak birdenbire birer birer almak birey bireycilik bireyle bireysel bireysellik biri biricik birikim birikinti birikmek biriktirme biriktirmek birim birinci birinci isim birinci sınıf birincil birincilik birisi birkaç birleşik birleşirmek birleşme birleşme yeri birleşmek Birleştirme birleştirmek birli birlik birlikte Birmanya birtakım bisiklet bisikletçi bisküvi bisküvit bistro bisturi bit bitap bitaraf bitim bitirme bitirmek bitiş bitişik bitişik olmak bitiştirmek bitki bitki örtüsü bitki özü bitkin bitkinlik bitkisel bitli bitmek bitmemiş bitmeyen bitmez bitmez tükenmez bitpazarı bitüm biyofizik biyografi biyografik biyokimya biyokimyasal biyolog biyoloji biyolojik biz biz (alet) biz (zamir) Bizans bizar etmek bizim bizimki bizmut bizon bizzat blöf blöf yapmak blok blokaj bloknot blucin bluz boa boa yılanı bob bobin böbrek böbrek taşı böcek böcek ilacı böcekbilim böcekçil bocurgat bodrum bodrum katı bodur bodur bırakmak boğa Boğa burcu boğa güreşi boğaz boğaz zırhı boğazlamak boğma boğmaca boğmak boğucu boğucu duman boğuk boğulmak boğum böğür böğürmek böğürtlen boğuşmak bohça Bohem Bohemyalı bok boks boksit boksör bol bol bol bölen bölge bölgesel Bolivya bolluk bölme bölmek bolşevik bolşevizm bölücü bölük bolüm bölüm bölünebilir bölünen bölünme bölünmek bölünmemiş şey bölünmez bölüntü bölüşmek bölüştürmek bomba bombalama bombalamak bombardıman bombardıman etmek bombardıman uçağı Bombay bön bonbon boncuk Bonfile bono bonservis bor bora boraks borazan borç borç almak borç vermek borçlanma borçlu borcunu ödeyemez borda bordo bordro börek borsa boru boru sesi borular borulu boş boş bırakmak boş durmak boş laf boş vakit boş vermek boş yere boş zaman boşaltım boşaltmak boşama boşanma boşanmak boşboğaz boşboğaz kimse boşboğazlık boşluk bostan bostan korkuluğu boşuna bot (ayak için) bot (denizde) botanik botanikçi botanist boulanmak boy boy bos boy ölçüşmek boya boya maddesi boyacı boyama boyamak boydan boya boykot boykot etmek boylam böyle böylece böylelikle böylesi böylesine boylu boylu boslu boynunu vurmak boynuz boynuz gibi boynuzlamak boynuzlu boyu eninden boyun boyun atkısı boyun eğen boyun eğme boyun eğmek boyun eğmez boyuna boyunbağı boyunca boyunduruk boyut boz bozgun bozguna uğratmak bozguncu bozılmak bozkır bozma bozmak bozuk bozukluk bozulabilir bozulamaz bozulma bozulmak bozulmaz bozuşma brakte branda branda bezi branş Bratislava bravo Brezilya briç Brik briket brit brokar brom bronş bronşit bronz broş broşür Brüksel Brülör Brunei brüt Bu Bu arada bu günlerde bu kadar bu suretle bu yüzden bucak buçuk bücür Buda budak budaklı budala budalalık budamak budist Budizm büfe buğday buğday biti buğu buğulamak buğulanmak buğulu bugün bugünkü bugünlerde buhar buhar çıkarmak buharlaşabilen buharlaşmak buharlaştırmak buhran buhur buhurdan buhurluk buji bukalemun buket bukle bükme bükmek bükülme bükülmez bulandırmak bulanık bulanıklaştırmak bulantı bulantılı bulaşıcı bulaşıcı hastalık bulaşık bulaşıkçı bulaşma bulaşmak bulaştırıcı bulaştırmak bülbül buldok buldozer Bulgar Bulgarca Bulgaristan bulgu bulgur bulma bulmaca bulmak bülten bulucu buluğ bulundurmak bulunmak buluntu buluş buluşma buluşmak bulut bulutla kaplamak bulutlu bulutsuz bulvar Bumerang bunak bunaklık bunalım bunalımlı bunaltıcı bunaltmak bunca bundan bundan başka bundan böyle bundan sonra bungalov bunlar bunun gibi bununla bununla beraber bununla birlikte bununla ilgili bünye burada buradan burası buraya buraya kadar burç burçlar kuşağı Burgonya burgu burjuva burjuvazi burkulma burkulmak burnu büyük burnuna çekmek büro bürokrasi bürokrat büroratik burs buruk bürümek burun burun deliği Burundi bürünmek buruşmak buruşturmak buruşuk büsbütün büst but bütan bütçe bütün bütün butun bütüncül bütünlemek bütünlük butünüyle bütünüyle buyruk büyü büyücü buyücü kadın büyücü kadın büyücülük büyüden kurtarmak büyük büyük harf büyük kazanç büyük kilise büyük kısım büyükanne büyükayı büyükbaba büyükelçi büyükelçilik büyüklük büyülemek büyüleyici buyüleyici şey büyültmek büyülü büyüme büyümek büyümesini önlemek buyurmak buyurucu buyurun büyüteç büyütme büyütmek buz buz gibi buz saçağı buz tutmak buzağı eti buzdağı buzdolabı buzkıran buzlu buzluk büzmek buzul büzülme büzülmek by c ca çaba çaba harcamak cabadan çabalamak çabuk çabuklaşmak çabuklaştırmak çabukluk cadaloz cadde cadı çadır çadır bezi cafcaflı çağ çağdaş çağdaşlaştırmak çağdışı çağırma çağırmak çağırtmak çağlamak çağlayan çağrı cahil cahil kimse cahillik caiz caka caka satmak çakal çakaleriği çakı çakıl çakıl taşı çakım çakınlık yapmak çakır çakırkeyf çakışmak çakmak çakmaktaşı çaktırmadan çalar saat çalgıcı çalı çalıkuşu çalılık çalım çalış çalışan çalışkan çalışkanlık çalışma çalışma masası çalışma odası çalışmak çalıştırıcı çalıştırmak çalkalamak çalkantı çalkantı sesi çalmak cam çam çam ağacı cam gibi yapmak cam kaba koymak çam sakızı çam tahtası çamaşır çamaşır makinesi çamaşır mandalı çamaşır suyu çamaşır teknesi çamaşır yıkamak çamaşırcı çamaşırhane cambaz cambazlık çamça camcı camcı macunu camekân çamfıstığı cami çamlık çamsakızı çamur çamur atmak çamura batırmak çamurlu çamurluk can çan can çekişmek çan kulesi çan kulesi sahanlığı can sıkıcı can sıkıntısı can sıkmak can simidi can vermek cana yakın çanak çanak çömlek çanak yalayıcı canavar canavar gibi canavar ruhlu canavarlık cançiger candan cani canı istemek canı sıkılmak canın sağ olsun! canını çıkarmak canını kurtarmak canını sıkmak canl canlandırıcı canlandırmak canlanma canlanmak canlı canlılık cansız cansızlaştırmak cansızlık çanta çap çapa çapak çapalamak çapkın çapkın adam çapkınlık çapraşık çapraz çapraz şey çaprazlamak çaprazvari çapul çaput çar çarçur etmek çardak çare çaresiz çaresizlik cari çariçe çark çarkıfelek çarlık çarmıh çarmıha germek çarpan çarpı çarpıcı çarpık çarpıklık çarpılan çarpım çarpıntı çarpışma çarpışmak çarpıtmak çarpma çarpmak çarşaf çarşamba çarşı casus casusluk casusluk etme casusluk yapmak çatal çatal kuyruk çatallanmak çatallaşmak çatallı çatı çatı katı çatı kirişi çatırdama çatırdamak çatırdatmak çatırtı çatışma çatışmak çatlak çatlamak çatlatmak Cava Cava adası Cava kahvesi çavdar çavdar ekmeği çavlan çavuş çay çay fincanı çay kaşığı çaydanlık caydırmak çayır çayırlık çaylak caymak caz caz müziği cazibe cazibeli cazip cebbar cebe koymak ceben cebi cebine atmak cebir cebirsel cefa cehalet cehennem cehennem gibi cehennemi çehre çehreli çek çek defteri çekap çekçek çekecek çekememek ceket çekiç çekiç balığı çekici çekicilik çekiçle vurmak çekiçlemek çekidüzen vermek çekilebilir çekilen su çekiliş çekilme çekilmek çekilmez çekim çekimser çekingen çekinme çekinmek çekinmesiz çekirdek çekirdek içi çekirdeksel çekirge çekiş çekişme çekişmek çekişmeli çekiştirmek çekme çekmece çekmeceli dolap çekmek çekmeyen çekoslovakya çekül celbetmek çelenk çelik çelik halat çelimsiz çelişik çelişki çelişkili çelişme çelişmek cellat çello çelme celp celse cem cemaat cemaatten çember cemiyet cemiyete ait cenah cenaze cenaze töreni cendere çene çene çalmak çenebaz çenesi düşük çenesini okşamak çengel çengel şeklinde çengelli cenin cenkçi cennet çentik çentikli centilmen çentmek cenubi cep cep harçlığı çeper cephane cephanelik cephe cephesinde cerahat cerahat toplamak çerçeve çerçevelemek çerçöp cereyan Çerez çerkez cerrah cerrahi cerrahlık cesamet cesaret cesaret etmek cesaret vermek cesaretini kırmak cesaretli cesaretsiz ceset çeşit çeşitli çeşitlilik çeşme çeşni çeşnili cesur cesurluk cet çete çeteci çetin çetleşmek çetrefil cetvel cevap cevap vermek cevher çevik çeviri cevirmek çevirmek çevirmen ceviz ceviz ağacı cevizli çevre çevre yolu çevrebilim çevreleme çevrelemek çevreleyen çevren çevresine çevrinti çeyiz ceylan çeyrek ceza ceza kesmek ceza vermek cezadan muaf olma cezaevi cezalandırmak cezasını çekmek cezasını vermek cezaya ait cezayı gerektirici Cezayir cezbedici cezbetme cezbetmek cezir chai çıban çiçek çiçek açma çiçek açmak çiçek bozuğu çiçek dürbünü çiçek soğanı çiçek tozu çiçek yetiştirme çiçekbozuğu çiçekçilik çiçeklenme çiçeklenmek çiçekli çiçektozu cici cicili bicili cidden ciddi ciddi olarak çift çift olan çift sürmek çiftçi çiftçilik çifte çiftleşme çiftleşmek çiftleştirmek çiftlik çiftlik ambarı çiftlik hayvanları çiğ çığ çığır çığır açmak çığlık çığlık atmak çiğnemek çiğnemekle ilgili cihan cihat cihaz çıIgın çıkar çıkarcı çıkarma çıkarmak çıkartmak çıkık çıkın çıkıntı çıkıntı yapmak çıkıntılı çıkış çıkışmak çiklet çıkma çıkmak çıkmaz çıkmaz sokak çikolata çikolatalı çıkrık çil cila cilalamak cilalı çıldırmak çıldırmış çıldırtmak çile çile çekmek çileden çıkartmak çilek çılgın çılgınlık çilingir cılız çillenmek çilli cilt cilt kremi ciltlemek ciltlenmiş ciltsiz cilve cilve yapmak cilveli çim cımbız çimdik çimdik atmak çimdiklemek çimen çimento çimlenmek cimnastik cimri cimri kimse cimrilik cin Çin cin gibi çınar cinas cinayet Çince çıngar Çingene Çingene dili çıngırak çıngırdak çıngırdamak çıngırtı cingöz çingülü çini çinko çınlamak çınlatmak çinli cinnet cins cins ismi cinsel cinsel sapıklık cinsellik cinsi cinsiyet cip çıplak çıplaklık çıra çırak çıraklık cırcırböceği çırılçıplak cırıldamak cirit çirkef çirkin çirkinleştirmek çirkinlik cırlamak ciro çırpınmak çırpmak çiş çiş yapmak çise çiselemek çisenti cisim cismani çit çita çıta çıtçıt çitilemek çıtırdamak çıtırtı çıtkırıldım çitkuşu civa cıva civanperçemi civar cıvata çivi cıvık cıvıldamak çivilemek cıvıltı çivit çiviyazısı çiy ciyak ciyak bağırmak cıyaklamak çiyle ıslanmış çizelge çizge çizgi çizgili çizgili kumaş çizik çizim cızırdamak cızırtı çizme çizmek Cizvit çoban çoban köpeği çobanaldatan çobanpüskülü çocuk çocuk aldırma çocuk arabası çocuk bahçesi çocuk bakıcısı çocuk bezi çocuk doktoru çocuk düşürme çocuk ruhlu çocukça çocukluk çocukluk çağı çocuksu çoğalma çoğalmak çoğaltmak coğrafi coğrafya çoğu defa çoğu zaman çoğul çoğunluk çoğunlukla çok çok beğenmek çok bilg çok çirkin çok eski çok geçmeden çok görmek çok güzel çok hücreli çok istemek çok iyi çok katlı çok kez çok korkmuş çok korkutmak çok kutsal çok okumuş çok olmak çok renkli çok sevindirmek çok şükür çok yemek çok yönlü çok zaman önce çok zayıf kimse çökelmek çökelti çökertmek cokey çokgen çokkarılılık çökkün çoklu çokluk çökme çökmek çoktan çoktan beri çokterimli çökük çokuluslu çöküntü çöküş col çöl çolak çomak çömelmek cömert cömertlik çömlek çömlek işi çömlekçi conta cop çöp çöp kutusu çöp tenekesi çöpçatan çöpçü çöplük çopu çorak çoraklık çorap çorba çorba kaşığı çörek çöreotu coşku coşkulu coşkun coşkunluk coşturmak çotuk çözelti çözme çözmek çözülebilir çözülmek çözüm çözümlemek çözümsel çözünmek çözünürlük çubuk çubuklu cüce cüceleştirmek çuha çukur çukur kap çul çulluk çulsuz Cuma Cumartesi cumhuriyet cumhuriyetçi cümle çünkü cüppe cüret cüret etmek cüretkâr cüretli cüruf çürük cürüm çürüme çürümek çürümüş çürütme çürütmek çürütülemez cüsse cüsseli çuval çuval bezi cüz cüzam cüzdan cüzi D da da dahi dadanmak dadı dağ dağ geçidi dağ gibi dağ sıçanı dağ zirvesi dağcı dağcılık dağılım dağılma dağılmak dağılnık dağınık dağınıklık dağıtım dağıtma dağıtmak dağkeçisi dağlama dağlamak dağlı dağlık daha daha aşağı daha az daha çabuk daha çok daha doğrusu daha fazla daha fena daha iyi daha iyisi daha kötü daha küçük daha sonra daha uzakta daha yüksek dahi dâhi dahil dahil etme dahil etmek dahil olma dahil olmak dahili dâhilik dahiliye dâhiye daima daimi dair daire daire içine alma daire içine almak daire şeklinde dakik dakika daktilo daktilo etmek dal dalamak dalan kimse dalaş dalaşmak dalavere dalavere yapmak dalavereci daldırma daldırmak dalga dalga uzunluğu dalgacık dalgakıran dalgalandırmak dalgalanma dalgalanmak dalgalı dalgıç dalgın dalgınlık dalış dalkavuk dalkavukluk dalkavukluk etmek dallanıp budaklanmak dallanmak dalma dalmak dalya dam dama dama taşı damak damar damarlı damat damga damga vurmak damgalamak damıtık damıtmak damızlık damızlık at damla damlalık damlama damlamak damlatmak damperli kamyon damping dana eti Danimarka daniska danışma danışman danışmarka dans dans etmek dans ettirmek dansçı dantel dantelli dar dar açı dar boğaz dar geçit dar görüşlü dar sokak dar yol dara darağacı daralmak daraltmak darbe darbe vurma darbımesel darboğaz dargın dargınlık darı darılmak darıltmak darlık darmadağın etmek darmadağınık darphane dava dava açmak dava vekili davacı davaya ait davet davet etmek davetiye davetli davetsiz davetsiz misafir davranış davranışlar davranmak davul davul çalmak davul sesi davulcu dayak dayak atmak dayak yemek dayamak dayanak dayanak noktası dayanıklı dayanıklılık dayanıksız dayanıksızlık dayanılmaz dayanışma dayanma dayanmak dayatmak dayı dazlak de debdebeli debelenmek debriyaj debriyaj pedali Deccal dede dedektif dedikodu dedikodu yapmak dedikoducu kimse defa defalarka defans defetmek defile defin define deflasyon defne defnetmek defo deforme defter değer değer biçilmez değer biçme değer biçmek değer vermek değerini bilmemek değerlendirme değerlendirmek değerli değerli taş değersiz değersiz kimse değersiz şey değil değil mi? değim değin değinmek değirmen değirmen makinası değirmenci değirmi değiş değiş tokuş değiş tokuş etmek değişik değişiklik değişim değişken değişme değişme derecesi değişmek değişmeyen değişmez değışmez değiştirme değiştirmek değme değmek değmez değnek deha dehliz dehşet dehşet veren dehşet verici dehşete düşürmek dehsetli dehşetli dejenerasyon dejenere dejenere olmak dek dekagon dekan dekatlon dekolte dekor dekorasyon dekoratif dekoratör delalet etmek delegasyon delege deli deli kimse deli saçması delice delice doğan delici delik delik açmak delik deşik delikanlı delikanlılık delikli delil delil göstermek delilik delinme delip geçen delirmek delişmen deliye dönmek delme delmek delta dem demagog demagoji demans deme! demeç demek demek (ki) demek istemek demet demet yapmak demin demir demir atmak demirbaş demirci demirden oluşan demirden yapılmış demirleme demirleme yeri demirlemek demirli demiryolu demlik demode demografi demografik demokrasi demokrat demokratik demokratikleştirmek deneme denemek denetim denetleme denetlemek deney deney yapmak deneyim deneyimli deneyimsiz deneyimsizlik deneysel denge denge sağlamak dengelemek dengeli dengesiz deniz deniz feneri deniz kazası deniz kıyısı deniz suyu deniz tarağı deniz tekesi deniz tutması deniz uçağı deniz yolculuğu denizaltı denizanası denizaşırı denizci denize denize ait denizel denizkızı denizle ilgili denk denklem denkleştirmek denklik denli denmek densiz depar depo depolama depolamak depozito deprem depremyazar depresif depresyon derbeder kimse dere dere pisisi derebeylik derece derece derece dereotu dergi derhal deri derialtı derin derin derin derin düşünmek derinleşmek derinleştirmek derinlik derişik derken derleme derleme eser derlemek derleyici derli toplu derman dermansız dermansızlık dermatolog dermatoloji dermek dernek ders ders almak ders kitabı ders vermek dershane dert dert yanmak dertleşmek dertli dertsiz deruhte etmek deruni derviş derya deşarj desen desimetre deşme deşmek despot despotizm despotluk destan destansı deste destek destek olmak desteklemek detay detaylı detektif deterjan determinizm dev dev gibi deva devam devam etme devam etmek devam etmemek devam ettirme devamlı devamsız devamsızlık devasa deve devedikeni devekuşu devinim devinme devinmek devir devirme devirmek devlet devlet adamı devlet başkanı devletleştirmek devralmak devre devreden devretmek devrilmek devrilmiş devrim devrimci devriye devriye gezmek devşirme devşirmek deyim deyimsel dezenfekte etmek di didaktik didiklemek didinmek didişme diferansiyel difteri diftong diğer diğerkâmlık dik dik açı dik açılı dik başlı dik kafalı dikbaşlı Dikdörtgen diken dikenli dikenli tel dikey dikili taş dikilitaş dikilmek dikine dikiş dikiş dikmek dikiş makinesi dikiş yeri dikiz dikiz etmek dikizlemek dikkat dikkat etmek dikkate değer dikkate şayan dikkati çeken dikkatini dağıtmak dikkatle dikkatli dikkatlice dikkatlilik dikkatsiz dikkatsizce yapılan dikkatsizlik diklik dikme dikmek diksiyon diktatör diktatörce diktatörlük dikte dikte etmek dil dil dökmek dilbalığı dilbilgisel dilbilgisi dilbilim dilbilimci dilbilimsel dile getirmek dilek dilekçe dilemek dilenci dilenmek dili tutulmuş dilim dilimlemek dilsel dilsiz dimdik din din adamı din adamlığı din değiştirme dinamik dinamit dinamo dinar dinç dindar dindarlık dindirmek dingil dingin dini dininden dönmek dinleme dinlemek dinlendirmek dinlenme dinlenmek dinleyici dinleyiciler dinmek dinmek bilmeyen dinmeyen dinozor dinsel dip dip koymak dipçik diploma diploma vermek diplomasi diplomat diplomatik diplomatlık dipnot dipsiz dirayet dirayetli direk direksiyon direkt direktif direktör direnç dirençli direngen direniş direnme direnmek diretmek direy diri dirilik dirilmek diriltmek dirlik dirlik düzenlik dirsek diş dış diş ağrısı diş çıkması diş doktoru diş giyim dış görünüş dış hatlar diş macunu dış politika dış ülkeler dışa doğru dışan a dışarı dışarı atmak dışarı çıkmak dışarıda dışarıdaki dışarında dışarıya dışarıya doğru dışavurumculuk dişbudak dışbükey dişçi dişeti dişi dişi domuz dişi kaplan dişi tilki dişil dışına dışına çıkmak dışında disiplin disipliniz disk disk atma diskcokey disket dışkı disko diskotek dışlamak dişlemek dişli dişli çark dıştaki dıştan gelen distorsiyon divan divane diyabet diyabetli diyafram diyagonal diyagram diyakoz diyalekt diyalog diyanet diyar diye diyet diyetisyen diz dizanteri dizayn dize dizel dizge dizgi dizgici dizgin dizginlemek dizginsiz dizi dizici dizin dizmek dobra dobra doğa doğacılık doğaçtan doğaçtan söylemek dogal doğal doğal afet doğal olarak doğalgaz doğan doğancılık doğaüstü dogma doğma doğmak dogmatik dogmatizm doğramacı doğramak doğru doğru sözlü doğrucu doğrudan doğrulama doğrulamak doğrulmak doğrultmak doğrultu doğruluk doğu doğuda Doğulu doğum doğum günü doğum oranı doğum yapmak doğum yeri doğumlu doğurgan doğurganlık doğurma doğurmak doğuş doğuş gününe ait doğuştan Doğu'ya özgü dok dökme demir dökmek doksan doktor doktrin doktrini sağlam doku döküm dokuma dokuma tezgâhı dokumacı dokumak doküman dokunaç dokunan dokunma dokunma hissi dokunmak döküntü dokunulabilir dokunulmamış dokunulmaz dokunulmazlık dokunur dokunuş dokuz dokuzda bir dokuzuncu döl dolamak dolambaç dolambaçlı dolambaçlı yol dolandırıcı dolandırıcılık dolandırmak dolanmak dolap dolar doların binde biri dolaşım dolaşmak dolaştırmak dolay dolayı dolayısıyla dolaylı dolaylı olarak dolaysız doldurma doldurmak dolgu dolgun dolgunluk döllemek döllenme dolma dolma içi dolmak dolmakalem dolu dolunay dölüt dölyatapı dölyolu domalan domates domates salçası dömek dominant domino domuz domuz ağılı domuz ahırı domuz budu domuz derisi domuz eti domuz gibi domuz kılı domuz yağı domuza benzer don donanım donanma donatı donatım donatmak dondurma dondurmak döndürmek dondurucu dönek döneklik dönel dönem dönemeç dönence döner döngü donmak donmakta dönme dönmek dönmez donuk donuklaşmak donuklaştırmak dönüm noktası donup kalmak dönüş dönüşme dönüşmek dönüştürmek dönüşüm donyağı dopdolu doping dor dörde bölmek dördün dördüncü dört dört misli dörtgen dörtkenar dörtlü dörtlük dörtnal dörtnala gitmek dörtte bir dörtyol aşzı doru doruk döşek döşeme döşemeci döşemek dost dost olmak dostane dostça dostça davranmak dostluk dosya dosyalamak döviz dövme dövmek dövüş dövüşken dövüşmek doyma doymak doymak bilmez doymuş doymuşluk doyum doyumsuz doyurmak doyurucu doz drahmi drahoma draje dram dramatik drenaj dua dua etmek duba dubleks dudak düdük düdük çalmak düdük sesi düdüklü tencere düello düğme düğüm düğümlemek düğün dük dükkân dükkâncı dul dul kadın dülger duman dumanlamak dumanlı dumanrengi dümbelek dümdüz dümen dümen kullanmak dümen suyu dün dün akşam dün gece dünkü dünür dünya dünya çapında dünya rekoru dünyevi dünyevî düpedüz durağan durak duraklama duraklamak duraksamak dürbün durdurma durdurmak durgu durgun durgunluk durmak durmayan dürmek dürtmek dürtü dürtüklemek duru durulamak durum duruş duruşma dürüst dürüstlük duş düş duş yapmak düşes düşeş düşey düşkün düşkünlük düşlemek düşman düşman olmak düşmana ait düşmanca düşmanlık düşme düşmek düşsel düstur düşük düşük kaliteli düşünce düşünceli düşüncesini değiştirmek düşüncesiz düşüncesizlik düşünceye dalmak düşünme duşünmek düşünmek düşünüp taşınmak düşünür düşünüş düşüp kalkmak düşürmek düşüş dut duvar duvar kâğıdı duvarcı duy duyarga duyarlı duyarlık duygu duygulandırmak duygulu duygusal duygusallık duygusuz duygusuzluk duymak duyu duyulmak duyum duyumculuk duyumsamazlık duyurmak duyuru düz düz olmayan düzelmek düzelti düzeltme düzeltmek düzen düzenbaz düzenbaz kimse düzenbazlık düzenbazlık etmek düzene düzene koymak düzenini bozmak düzenleme düzenlemek düzenleyici düzenli düzenli olarak düzensiz düzensizlik düzey düzgun düzgün düzine düzlem düzlemek düzleşmek düzleştirmek düzlük düzmece düztaban düztabanlık düzyazı E -e dogru -e doğru ebat ebedi ebedi ve ezeli ebedilik ebediyen ebediyet ebegümeci ebelik ebeveyn ecel ecnebi ecza dolabı eczacı eczacılık eczane eda edat edebe aykırı edebi edebiyat edebiyatçı edep edepli edepsiz edepsizlik eder edilgen edinme edinmek editör editoryal efekt efendi efendim eflatun efsane efsanevi efsun eğe eğelemek egemen egemen olmak egemenliği altına almak egemenlik eğer eğik eğilim eğilimli eğilme eğilmek eğilmez eğim eğimli eğirmek eğitbilim eğitbilimsel eğitim eğitimci eğitimle ilgili eğitimli eğitmek eğitsel eğlence eğlenceli eğlendirmek eğlenme eğlenmek eğlenti eğme eğmek egoist egoizm egotizm eğreltiotu eğreti eğri eğri büğrü eğri olarak eğrilik eğrilmek eğriltmek egzama egzersiz egzersiz yapmak egzotik egzoz ehemmiyet ehemmiyetsiz ehil ehli ehliyet ehliyetsiz ehliyetsizlik ehram ehven ejderha ek ek bina ek olarak ekim ekim alanı ekin biçme ekin yığını ekinkargası ekinoks ekip ekip biçmek ekipman eklem ekleme eklemek eklenti ekliptik ekmek eko ekoloji ekolojik ekolojist ekonomi ekonomik ekonomist ekose ekose kumaş ekosistem ekran eksantrik eksantriklik eksen ekser ekseriyet eksi ekşi ekşi şey eksik eksik kalmış eksik olmak eksiklik eksiksiz eksilen ekşilik eksilme eksilmek eksiltme eksiltmek ekşime ekşimik ekşimiş ekskavatör eksper ekspres ekspres yol ekvator ekvatoral el el aleti el altında el altından el arabası el atma el bombası el çantası el çekmek el değirmeni el değmemiş el değmemiş bölge el ele el emeği el freni el işareti el işi el kitabı el koyma el koymak el yazısı el yazması kitap el yordamıyla aramak elâlem elastik elastiki elâstikî elâstikîyet elbette elbirliğiyle elbise elbisesini çıkarmak elçi elçilik elde elde edilemez elde etmek elde tutmak elden çıkarmak elden düşme elden geldiğince eldiven ele ait ele almak ele avuca sığmaz ele geçirmek ele vermek elebaşı elek elektrik elektrik düğmesi elektrik santralı elektrik spürgesi elektrik süpürgesi elektrik süpürgesüyle elektrik tesisatı elektrikçi elektrikle ilgili elektriklemek elektrikli elektrolit elektroliz elektromanyetik elektromıknatıs elektron elektronik elektrot elem eleman elemek element eleştiri eleştirici eleştirmek eleştirmen eli açık eli çabuk eli sıkı elinde bulundurmak elinde olmak elinden tutmak elips elkitabı elle elle tutulur elle vermek elle yukarı! ellemek elli ellinci elma elmacık kemiği elmas elveda elverişli elverişsiz elyaf elzem elzem olmayan emanet emanet bırakmak emanet etmek emay embriyo embriyon emdirmek emek emek vermek emeklemek emekli emekli aylığı emekli maaşi emeklilik emektar emel emin emin ellerde emin olmak emir emir eri emir subayı emir vermek emirlik emlak emme emmek emniyet emniyetsiz emniyette emperyalist emperyalizm empoze empresyonist empresyonizm emretmek emsal emsalsiz emülsiyon emzik emzirmek en en aşağı en az en azından en baştaki en çok en fazla en fena surette en iyi en kötü en kötüsü en önemli en sevilen en son en sonunda en ufak en yakın en yüksek endam endamlı endeks ender endişe endişe etmek endişe vermek endişeli endişlendirmek Endonezya endüstri endüstrileşme endüstriyel enegji enerji enerjik enfarktüs enfeksiyon enfekte enfes enflasyon enflüanza enfraruj engebeli engel engel olmak engelleme engellemek engerek engin Enginar enik enikonu eninde sonunda enine enişte enjektör enjesiyon enkaz enlem enlemesine enli ense ensiz enspektör enstitü enstrüman ensülin entelektüel enteresan enternasyonal enternasyonalizm entrika entrika çevirmek entropi envanter enzim epey epeyce epik epilepsi er er geç erat erbap erdem erdem sahibi erdemli erden ergenlik ergin erginlik erik eril erime erimek erişilebilir erişilemez erişilmez erişkin erişme erişmek erişte eritici eritme eritmek eriyik erke erkeğe ait erkek erkek arkadaş erkek çocuk erkek domuz erkek evlât erkek geyik erkek hayvan erkek kardeş erkekçe erkeklik erken erkenci erkenden ermek Ermeni Ermenistan ermiş eroin erotik erozyon ertelemek ertesi erz ağacı erzak es eş eş ofman eşanlam eşanlamlı esans eşantiyon esaret eşarp esas esasında esaslı esassız eşcinsel eşdeğer eşdeğerli esef edilecek esef etmek eşek eşek şakası eşekarısı eseme esen esenlik eser eşey eşeysel eşi görülmemiş eşik esin eşini yapmak esinlemek eşinmek Esinti esir esirgemek esirgemeyen esirlik eşit eşit olarak eşit olmak eşitlemek eşitlik eşitsiz eşitsizlik eşkenar eşkenar dörtgen eşkenar şekil eski Eski Ahit eski haline getirmek eski kafalı eski püskü eski zamana ait eskiçağ eskiden eskilik eskimek eskimiş Eskimo Eskimo köpeği eskitmek eşkıya eşkıyalık eskort eskrim eskrim kılıcı eskrimci eşlemek eşlik eşlik etmek esmek eşmek esmer esmer buğday esmerleşmek esnaf esnek esneklik esnemek espri esprili eşraf esrar esrarengiz esrarkeş esrarlı esrime eşsiz estetik esvap eşya et et suyu et yiyen etajer etap etçil etek eteklik Eter Etik etiket etilen etimoloji etimolojik etine dolgun etken etki etki yapmak etkileme etkilemek etkileşim etkileyici etkili etkin etkinlik etli etme etmek etnik etnografya etnoloji etraf etrafında etrafını almak etrafını çevirmek etrafını çizme etrafını sarmak etraflı etsiz etüt etyemez ev ev hanımı ev kadını ev sahibesi ev sahibi evcil evcilleşmek evcilleştirmek evde evde kalmış kız eve eve doğru eve doğru olan evet evgin evirmek evlat evlat edinmek evlât edinmek evlendirmek evlenecek yaşta evlenme evlenmek evlenmemiş evli evlilik evlilikdışı evliya evliyalık evrak çantası evre evren evrensel evrim evsahibesi evsahibi evsiz evvel evvela evvelki evvellik evvelsi eyalet eyer eyerlemek eylem eylemci Eylül Eyüp eza etmek ezber ezberden ezbere ezberlemek ezel ezgi ezici ezik ezilmek eziyet eziyet etmek ezme ezmek F faal faal hale getirmek faaliyet faaliyette bulunmak fabl fabrika fabrikatör facia fagot fahiş fahişe fahişelik fail faiz faizci faizcilik faizsiz fakat fakir fakirleşmek fakirlik faklılık faks faksimile faktör fakülte fal fal bakmak falan falso familya fan fanastik fanatik fanatizm fani fanila fantezi fanus far faraziye farbala fare fare avlamak fare kapanı fare tutmak fark fark etmek farketmek farkına varmak farkına varmamak farkında olmak farklı farklı olmak farksız farmakoloji farmason Farsça farz farzedilen farzetmek Fas faseta fasıl fasıla fasılasız faşist faşizm fasulye fatal fatalizm fatih fatura fauna favori fay fayans fayda faydacıl faydalanmak faydalı faydasız fayton fazilet faziletli fazla fazla düşkünlük fazla kaçırmak fazla mesai fazla miktar fazlalık feci fecir feda feda etmek fedakarlık fedakârlık federal federasyon fekans felaket felâket felç felç etmek felç gelmek Felemenk felsefe felsefi feminist feminizm fen fena fena halde fenalaşmak fener fenni fenol fenomen feodal feodalizm feragat feragat etmek ferah ferahlama ferahlatmak feraset ferasetli ferdi ferdiyet ferdiyetçilik feribot ferman fermuar fert feryat feryat etmek fes feshetme feshetmek fesih fesleğen festival fethetmek fetih fetiş fetişizm fettan feveran fevkalade fevkalade kötü fiberglas fıçı fıçı tapası fidan fidanlik fidanlık fidye fidye vermek figan etmek figür figüran fihrist fiil fiilen fiili fikir fikir ayrılığı fıkırdamak fıkra fikrinden dönmeyen fil filan filateli filatelist fildişi file fileto filigran filiz filizlenmek film filo filolog filoloji filozif filozof filtre filtreden geçirmek final finans finanse etmek finansman fincan fındık fındıkkıran fındıklı Finlandiya fır firar firar etmek firari Firavun fırça fırçalama fırçalamak fırfır fırıl fırıl dönme fırıldak fırın fırıncı dükkânı fırıncı kureği fırında kızartmak fırınlama fırınlamak fırka firkete fırlak fırlama fırlamak fırlatış fırlatma fırlatmak firma fırsat fırsat vermek fırsatçı fırtına fırtınalı firuze fiş fişek fısıldama fısıldamak fısıldaşmak fısıltı fışırdamak fiske fışkırmak fışkırtmak fıskıye fıstık fıstık gibi fistül fıtık fıtık bağı fitil fitne fiyaka fiyasko fiyat fiyat listesi fizik fizikçi fiziksel fizyolog fizyoloji fizyolojik fizyoterapi flama flamingo flandra flaş flora flört flört etmek flotilla flüor flüoresan flüt flütçü fobi fobya fok fokurdamak folklor folyo fon fön çekmek fondöten fondoten fonem fonetik fonksiyon fonksiyonel font form forma formalist formalite formül forum forvet fosfat fosfor fosseptik fotoğraf fotoğraf çekmek fotoğraf makinası fotoğraf makinesi fotoğrafçı fotoğrafçılık fotojenik fotomontaj foton fotosentez fötr fötr şapka foya fragman frak francala Frank Fransa Fransa'ya fransız fransızca Fransızlar frapan frekans fren fren yapmak frengi Frenk üzümü frenküzümü frenlemek fresk freze fruktoz fuar fuaye fuhuş fukara fular funda fundalık futbol futbolcu füze fuzuli g gabya yelkeni gaddar gaddarlık gadolinyum gaf gaf yapmak gafil gaflet gaga gagalamak gaipten haber vermek gak gaklamak gala galaksi galeri galeta galeyan galeyana gelmek galiba galibiyet galip galip gelen galip gelmek galonun dörtte galvaniz galvanizlemek Galya galyum gam gambot gamma gammaz gammazlamak gamze ganimet ganimet almak gar garabet garaj garanti garanti etmek garantilemek garaz gardırop gardiyan gardrop garip gariplik garnitür garnizon garp garson gasp gasp etmek gaspetmek gastrit gayda gaye gayesiz gayet gayret gayret etmek gayretli gayretsiz gayri gayri menkul gayri meşru gayri resmi gaz gaz bezi gaz maskesi gazal gazap gazel gazete gazete bayi gazete kâğıdı gazete tezgâhı gazeteci gazetecilik gazino gazlı gazlı bez gazyağı gebe gebe kalma gebe kalmak gebelik gebelik önleyici gebermek gebertmek geç geç kalmak gece gece gündüz gece kulübü gece vakti gece yarısı gecekondu gecelemek geceleyin geceleyin olan gecelik geçen geçen gün geçenlerde geçerli geçerli olmak geçerlik geçersiz geçersiz kılmak geçici geçici belirti geçici olarak gecikme gecikmek gecikmiş geciktirme geciktirmek geçim geçimsiz geçimsizik geçindirmek geçinmek geçip gitmek geçirme geçirmek geçiş geçişli geçişli fiil geçişsiz geçit geçit töreni geçkin geçme geçmek geçmiş geçmiş zaman geçmişteki gedik geğirmek geğırmek geğirti gel gelecek gelecek zaman gelecekte gelen gelecek gelenek geleneksel gelgit gelilşmek gelin gelincik gelip çatma gelip geçici gelir gelir vergisi geliş gelişen gelişigüzel gelişim gelişme gelişmek gelişmiş geliştirmek gelme gelmek gem gem vurmak gemi gemi enkazı gemi ile yolculuk gemi omurgası gemi pervanesi gemi yapımı gemici gemicilik gen genç genç kız gençlik gene gene de genel genel müdürlük genel olarak genelde genelge genelkurmay genelleme genellemek genelleştirme genelleştirmek genellikle genetik geniş geniş açı geniş ölçüde genişleme genişlemek genişletme genişletmek genişleyen genişlik genitif genleşmek genlik genotip genşleştirmek gensoru geometri geometrik gerçeğe sadık gerçek gerçekçi gerçekçi kimse gerçekçilik gerçekdışı gerçeklemek gerçekleşebilir gerçekleşmek gerçekleştirmek gerçeklik gerçeksiz gerçekte gerçekten gerçeküstücülük gerçi gerdan gerdanlı dalgıç gerdanlık gereç gereçler gereğince gereğinden fazla gerek gerekçe gerekçe göstermek gereken gerekirse gerekli gereklilik gerekmek gereksinim gereksinme gereksiz gereksiz tekrar gerektirmek gergedan gergef gergin gerginleşmek gerginleştirmek gerginlik geri geri alma geri almak geri çağırmak geri çekilme geri çekilmek geri çekmek geri çevirmek geri dönmek geri dönüş geri gelmek geri getirme geri getirmek geri gitmek geri göndermek geri kaçmak geri kafalı geri kalmak geri kalmış geri plan geri tepme geri tutmak geri vermek geri zekâlı kimse gerici gericilik geride gerideki geriden gerileme gerilemek gerilim gerilla gerillacı gerilme gerinmek gerisinde geriye geriye bırakmak germanyum germe germek getirmek geveze geveze kimse gevezelik gevezelik etmek geviş geviş getiren geviş getirmek gevrek gevşek gevşeklik gevşemek gevşemeyen gevşemiş gevşetmek geyik geyik eti gezdirmek gezegen gezgin gezginci gezi gezici gezinmek gezinti gezme gezmek gezmen gibi gibi görünmek gıcıklamak gıcıklanmak gıcır gıcır gıcırdamak gıcırtı gıcırtılı gıda gıdaklamak gıdasızlık gider giderek giderler gidermek gıdı gıdık gıdıklamak gidilecek yer gidip gelmek gidiş gidiş dönüş bileti gıpta gıpta edilen gıpta etmek girdap girgin girinti girinti yapmak girintili çıkıntılı giriş giriş ağzı giriş izni giriş kartı girişim girişimci girişken girişme girişmek girme girmek gırtlak gişe gitar gitarist gitgide gitme gitmek gitmemek giydirmek giyecek giyecekler giyim giyim eşyası giyinip kuşanmak giyinme odası giyinmek giymek giymiş giyotin giysi giysi dolabı gizem gizemcilik gizemli gizlemek gizlenmek gizli gizli ajan gizli tutmak gizlice gizlilik glikoz göbeğe ait göbek göbekbağı göbekli goblen göç göç etmek göçebe göçmek göçmen gocuk göçük gofret göğe ait göğüs göğüs kafesi gök gök gürlemek gök gürültüsü gök kubbe gök mavisi gökada gökbilim gökbilimci gökcismi gökdelen gökkuşağı göklerle ilgili göksel göktaşı gökyakut gökyüzü gol göl göl gürültüsü gölek gölet golf gölge gölge etmek gölgelemek gölgeli gölgelik gölgelik yer gömlek gömme gömmek gömülmek gönder gönderen gönderme göndermek gondol gönençli gong gönlünü almak gönlünü ferahlatmak gönlünü fethetmek gönül gönül eğlendirmek gonül rahatlığı gönül vermek gönüllü gönüllü asker gönülsüz gönye göre görece görecelik göreli görelilik görenek görenekçi görev görev vermek görevden almak görevine son vermek görevlendirmek gorevli görevli görgü görgü tanığı görgül görgülü görgüsüz goril görkem görkemli görme görmek görmezlikten gelmek görsel görülmedik görülmemiş görülmez görünmek görünmez görüntü görünüm görünür görünüş görünüşte görünüşteki görüp geçirmek görüş görüş noktası görüşme görüşme yapmak görüşmek gösteren gösterge gösteri gösteri yapmak gösterici gösterim gösteriş gösterişçi gösterişli gösterişsiz gösterme göstermek göstermelik göt Gotik Got'lara ait götürmek gövde göz göz alan göz alıcı göz atmak göz doktoru göz gezdirmek göz kamaştırıcı göz kamaştırmak göz kapağı göz kırpmak göz kulak olmak göz küresi göz yummak gözaltı gözaltına almak gözbebeği gözcü gözdağı gözdağı vermek gözde gözden düşürmek gözden geçirmek gözden kaybolmak göze göze ait göze almak göze batan göze batmak göze çarpan göze çarpmak göze hoş görünmeyen gözenek gözenekli gözetim gözetleme gözetleme kulesi gözetlemek gözetmek gözetmen gözkapağı gözle görülür gözle ilgili gözle seçilemez gözlem gözlemci gözlemçi gözleme gözlemek gözlemevi gözlemlemek gözleri yaşlı gözlük gözlükçü gözü dönmüş gözü önünde gözü pek gözü tutmak gözükmek gözünden kaçmak gözüne ilişme gözünü gözünü kamaştırmak gözünü korkutmak gözyaşı gözyavarı Grafik grafit gram gramer gramer kitabı granit gravür Grek grev grev yapmak grevci greyfurt greypfrut grfikçi gri grip Grönland grup gruplamak gruplaşma Guatemala guatr gübre gübrelemek güç güçbela güçbelâ gücendirmek gücenme gücenmek güçlendirmek güçlenmek güçleştirmek güçlü güçlük güçlükle güçlüklerle dolu güçsüz güçsüzleşmek güçsüzlük güderi güdü güdümlü güfte guguk guguk kuşu güğüm güherçile gül gül gibi gül rengi gül renkli gulden güldüren güldürü güldürücü gülen güler yüzlü gülle gülme gülmece gülmek gülümsemek gülünç gülünecek gülüş güm güm vurmak gümbürdemek gümbürtü gümrük gümrük memuru gümrük vergisi gümrükçü gümrüksüz gümrükten muaf gümüş gümüş eşya gümüş kaplamak gün gün ağarmak günah günah işlemek günahkar günahkâr günahsiz günaydın! günbatımı güncel güncelleştirmek güncellik gündelik gündelikçi gündem gündoğumu gündönümü güneş güneş açmak güneş banyosu yapmak güneş çarpması güneş enerjisi güneş ışığı güneş şemsiyesi güneş yanığı güneşle ilgili güneşlenmek güneşli güneşlik güney güney kutbu güneybatı güneydoğu Güneyli günlük gür gürbüz Gürcü güreş güreşçi güreşme güreşmek gürgen gürlemek guru güruh guruldamak gürüldemek gurultu gürultü gürültü gürültü etmek gürültücü gürültülü gurup gurur gururlu gurursuz gut gütmek güve güveç güven güvence güvenen güveni olmak güvenilir güvenilirlik güvenilmez güvenini tazelemek güvenli güvenlik güvenmek güvenmemek güvenmez güvensiz güvensizlik güvercin güvercinlik güverte güvey güvey otu güya güz güzel güzel koku güzel kokulu güzel sanatlar güzelavratotu güzelleşmek güzellestirmek güzelleştirmek güzellik güzergâh güzide h ha habbe haber haber almak haber vermek haberci haberi olmak haberleşme haberleşmek habis hac haç hacı hacim hacimli haciz haçlı haçlı seferi haczetmek had haddede haddi aşma haddinden fazla haddini bilmez hademe hadi oradan! hadım hadise haf hafif hafif sis hafif tuzlu hafif yemek hafifçe hafifçe boyamak hafifçe bükülmek hafifçe dokunmak hafifçe vurmak hafiflemek hafifletme hafifletmek hafiflik hafifmeşrep hafiye hafız hafıza hafniyum hafriyat hafta haftalık haham hain hainlik hak hak etmek hak iddiası hak kazanmak hak talep etmek hakaret hakaret dolu hakaret etmek hakem hâki hakik hakikat hakikat olmayan hakikaten hakiki hakim hâkim hakim olma hakim olmak hâkim olmak hâkime a hakimiyet hâkimiyet hakir hakkâklık hakkaniyet hakketmek hakkında hakkını korumak hakkıyle haklamak haklı haklı çıkarmak haklı olarak haklılık haksız haksız yere haksızlık haktanır hal hala hâlâ halat halbuki halden anlamak hale halef halen halhal hali halı halı döşemek hali hazırdaki hali vakti yerinde haliç halife halifelik halim selim haline gelmek halis halk halk yığını halka halkoyu halletmek halsiz halsizlik halt halter halterci halüsinasyon ham ham petrol hamak hamal hamam hamamböceği hamarat hamasi hamburger hami hamile hamilelik hamilik hamle hamsi hamur hamur işi han hançer hançerl hane hanedan hanedan arması hangar hangi hanım hanımefendi hanımeli hantal hap hapı yutmak hapis hapishane hapse atmak hapsetmek hapşırmak harabe haraç harakiri harap harap etme harap etmek harap olmak haraplık hararet hararetli harbe ait harbe meyilli harbi harç harcama harcamak harçlık hardal harekât hareket hareket etmek hareket halinde harekete geçirici harekete geçirmek harekete getirmek hareketli hareketlilik hareketsiz hareketsizlik harekette hareli harem harf harfi hariç hariç tutmak harici harika harikulade haris harita haritacılık harman dövmek harmonik harp harp çalmak has hasar hasara uğramak hasara uğratma hasara uğratmak haşaratlı haşarı haşarı çocuk hasat hasat mevsimi haşere haset haset etmek haşhaş hasılat hasılat getirmek hasım haşin haşinlik hasır hasis haşiş hasislik haşlamak haşmet haşmetli hasret hasret çekmek hassa hassas hassaslık hasta hasta olmak hastabakıcı hastaca hastalanmak hastalık hastalık nöbeti hastalıklı hastane hastaneye yatırımak hat hata hatalı hatasız hataya düşebilir hatıl hatip hatır hatıra hatıra defteri hatıralar hatırı sayılır hatırına getirmek hatırında tutmak hatırını kırmak hatırlama hatırlamak hatırlatıcı hatırlatmak hatta hatve hav hava hava alma hava boşluğu hava durumu hava kuvvetleri hava limanı hava tahmini hava üssü havaalanı havacılık havadar havagazı havai havai fişek havai fişek gösterisi havaküre havalandırma havalandırmak havalanmak havale havale etmek havaleli havalı havalimanı havan havan tokmağı Havana havaneli havari havasız havaya uçmak havayı koklamak havlama havlamak havlı havlu havra havuç havuz havuz balığı havyar havza hayâ hayal hayal etmek hayal gucu hayal gücu kuvvetli hayal gücüne dayanan hayal kırıklığı hayal kırıklığına hayal kırıklığına uğratmak hayal kurmak hayalet hayali hayalperest hayasız hayat hayat kadını hayat sigortası hayat tarzı hayati haydut haydutluk hayıflanmak hayır hayır dua hayır duası hayırlı hayırsever hayırseverlik hayırsız haykırış haykırmak haylaz hayli hayran hayran bırakmak hayran etmek hayran olmak hayranlık hayranlık duymak hayret hayret etmek hayret verici haysiyet haysiyetsiz hayvan hayvan kesme hayvan surüsü hayvanat hayvanat bahçesi hayvanbilimci hayvanbilimsel hayvancılık hayvani hayvanlık hayvansal haz hazar hazım hazin hazine hazır hazır bulunma hazır bulunmak hazır etmek Haziran hazırcevap hazırcevaplık hazırlama hazırlamak hazırlanmak hazırlık hazırlık yapmak hazırlıklı hazırlıksız hazmetmek hazmettirici hazne haznedar he hece heceleme hedef hediye hediye etmek hediyelik eşya hegemonya hekim hekimlik hektar hela helal helal etmek hele helezon helezoni helikopter helis helva helyum hem hemen hemen hemen hemfikir hemofili hemoglobin hemşire hemşirelik hendek hendek açmak hentbol henüz hep hepatit hepsi hepten her her bir her biri her defa her gün her günkü her halükârda her kim her ne kadar her ne pahasına olursa olsun her şey her tarafta her türlü her vakit her yerde her zaman her zamanki hercai hercai menekşe herhalde herhangi herif herkes herkesçe bilinen hermafrodit Hermes hesaba katmak hesap hesap açığı hesap edilemez hesap etmek hesap makinası hesap makinesi hesap vermek hesaplama hesaplamak hesaplanamaz hesaplaşmak hesaplı hesapsız heterojen hevenk heves heves etmek hevesli hevesli kimse Heybet heybetli heye heyecan heyecan verici heyecana ait heyecanlandırmak heyecanlanmak heyecanlı heyelan heyet heykel heykelcilik heykeltıraş heykeltıraşlık hezeyan hezimete uğratmak hibe hiç hiç bir hiç bir şey hiç bir zaman hiç değilse hiç kimse hiç olmazsa hiçbir hiçbir şey hiçbir yerde hiçbir yere hiçbir zaman hiciv hıçkırık hıçkırık tutmak hıçkırmak hiçlik hicvetmek hiddet hiddetli hidrat hidrojen hidrojen bombası hidrokarbon hidroklorik asit hidrolik hidroliz hidroloji hidroterapi hijyen hijyenik hık mık etmek hikaye hikâye hikmet sahibi hilal hilâl hile hile yapmak hilekâr hilekar kimse hilekâr kimse hileli hilesiz hilkat hilkat garibesi himaye hınç hindi hindiba Hindistan Hindistan'a ait hindistancevizi Hindu Hinduizm Hint Hint-Avrupalı hintli hipermetrop hipnotize etmek hipnotizma hipnoz hipodrom hipopotam hipotez hırçın hırdavat hırıldamak hırıltı hırıltılı Hıristiyanlık Hırka hırlamak hırpalamak hırpani hırs hırsız hırsızlık hırsızlık yapmak hırslı his hisar hısımlık hışırdamak hışırdatmak hışırtı hisli hisse hisse senedi hissedar hissedilir hissetmek hissettirmek hissi hissiz hissizleştirmek histoloji hitabet hitap hitap etmek hıyanet hıyanet etmek hıyar hiyerarşi hiyerarşik hiyeroglif hız hiza hizalamak hızar hizaya gelmek hızını artırmak hızını kesmek hizip hizipleşme hızla hızla koşmak hızlandırmak hızlanma hızlanmak hızlı hızlı konuşmak hızlı koşmak hizmet hizmet etmek hizmetçi hizmetçi kız hizmetçi sınıfı hizmetkar hizmetkâr hizmetkarı olma hizmetli hızölçer hobi hoca hohlamak hoigörüsüz hokey hokkabaz hokkabazlık hokkabazlık yapmak hol holding Hollanda homojen homoseksüel homurdanma homurdanmak homurtu Honduras hoparlör hoplama hoplamak hoppa hor hor gören hor görme hor görmek hörgüç horlamak hormon horoz horoz gibi ötmek horoz ötüşü hortlak hortum horuldamak horultu hoş hoş görmek hoş kokulu hoş sesli hoşa gitmeyen hoşbeş hoşgörü hoşgörülü hoşgörüsüz hoşlanma hoşlanmak hoşlanmamak hoşnut hoşnut edici hoşnut etmek hoşnutluk hoşnutsuz hoşnutsuzluk hostes hoşuna gitmek Hovarda hovardalık etmek höyük hububat hücre hücum hücum etmek hücuma geçiş hudut hudut bölgesi hudutsuzluk hükmeden hükmetme hükmetmek hukuk hukukçu hukuki hukuksal hüküm hüküm sürmek hüküm vermek hükümdar hükümdar asası hükümdar sülâlesi hükümdarlık hükümet hükümete ait hükümsüz hükümsüz kılma hükümsüz kılmak hulasa hulâsa hum hümanist hümanizm hummalı hüner hünerli hünersiz hüngür hüngür ağlamak hunhar huni hür hurafe hurda hurma hurma ağacı hürmet hürmet etmek hürmet etmemek hürmet gösteren hürmete layık hürmetkar hürriyet huş ağacı huşu husumet husus hususi hususiyet husye hüviyet huy huysuz huysuz kadın hüzün hüzünlü huzur huzur verici huzurlu huzursuz huzursuzluk i ı iade iade etmek iane iane vermek Iânet ibadet ibadet etmek ibadethane ibare ibibik ibik ibis iblis İblis ibne ibrani ibranice ibraz ibre ibret ibret verici ibrik ağzı ibrişim iç iç açıcı iç çekmek iç deniz iç gömleği iç lalstik iç organlar icabet etmek icap icat icat etmek icbar icbar etmek içbükey içe işleyen içecek içecek şey içerde içeren içeri içeri almak içeride içerik içeriye içeriye akma içeriye doğru içerlemek içermek içgüdü içgüdüsel içi boş içilebilir içilir için için için yanmak içinde içindekiler içinden içinden çıkılmaz içinden gelmek içine içine almak içine çekmek içine doğma içine işleyen içine kapanık içine sokmak içirmek içki içki alemi içki içmek içkici içkili içkulak içli içmek icra icra eden kimse icra etmek icracı içte içten içtenlik içtenlikle içyüz içyüzü idam idam etmek idare idare etme idare etmek idare memuru idareci idareli idareli kullanmak idaresiz idari iddia iddia etmek iddiali iddianame iddiasız ideal idealist idealizm ideoloji ideolojik idman idman yapmak idrak idrak edilebilir idrak etmek idrar ifade ifade edilemez ifade etme ifade etmek ifade tarzı iffet iffet taslayan iffetli iffetsiz iffetsizlik iflas iflas etmek ifrade ifrade etmek ifrat ifraz etme ifraz etmek ifşa etmek ifsat iftihar iftira iftira atmak iftira etmek iftira niteliğinde iftiracı iğ iğdiş edilmiş boğa iğdiş etmek iğfal iğfal etmek iğne iğnelemek iğnelenme iğneli iğrenç iğrençlik iğrendirmek iğrenme iğrenmek iguana ihanet ihanet etmek ihbar ihbar etmek ihbarname ihlal ihlal etmek ihlâl etmek ihlali ıhlamur ihmal ihmal edilebilir ihmal etmek ihmalci ihmalkâr ihmalkarlık ihraç ihraç etmek ihracat ihracat yapmak ihsan ihsan etmek ihtar ihtar etmek ihtida ihtilaf ihtilâf ihtilâflı ihtima ihtimal ihtimal vermek ihtimam ihtira ihtira beratı ihtiras ihtiraslı ihtişam ihtişamlı ihtisas ihtiva etmek ihtiyaç ihtiyacı olmak ihtiyar ihtiyar at ihtiyarlamak ihtiyarlık ihtiyat ihtiyatlı ihtiyatsız ihtizaz ikamet ikamet etmek ikametgah ikametgâh ikaz ikaz etmek iken iki iki anlama gelebilen iki hafta iki ile çarpmak iki kat iki kat olarak iki katına çıkarmak iki kenarlı iki kere iki kutuplu iki misli iki misline çıkarmak iki taraflı iki yanlı ikianlamlı ikidilli ikili ikinci ikinci nüsha ikincil ikircim ikircimli ikisi de ikiyanlı ikiyönlü ikiyüzlü ikiyüzlülük ikiyüzlülük etmek ikiz ikizkenar ikizler ikizler burcu İkizler burcu iklim iklimbilim ikmal ikmal etmek ikna ikna edici ikna edici olmayan ikna etmek ikon ikram ikram etmek ikramiye ikrar ikrar etmek ikrsir iksir iktibas iktidar iktidara gelmek iktidarsız iktidarsızlık iktisadi iktisap iktisat iktisatçı ilaç ilâç ilah ilâh ilahi ilâhi ilahi vasıf ilahiyat ilâhiyat fakültesi ilan ilan eden kimse ilan etmek ilan tahtası ilave ilâve ilave etmek ilçe ile ilerde ileri ileri atılma ileri gelen ileri gelenler ileri gitme ileri gitmek ileri sürmek ilerici ileride ileride olan ileriyi göremeyen ilerleme ilerlemek ilerlemiş ilerletmek ilerleyen iletici iletişim iletken iletkenlik iletki iletmek ilga ilga etmek ilgi ilgi çekici ilgilendirmek ilgilenmek ilgili ilgili olmak ılgım ilginç ilgisini çekmek ilgisiz ilgisizlik ilham ilham etmek ilham vermek ılıca ilik ılık ilim ılım ılıman ılımlı ılımlık ılımlılık ilinti ilişki ilişkili olmak ilişkinlik ilişmek iliştirmek ılıtmak ilk ilk bakışta ilk göz ağrısı ilk olarak ilkbahar ilkbahara ait ilke ilkel ilkel insan ilkellik ilkin ilkönce ilksel ilkyardım illet illüzyonist ilmek ilmi ilmihal öğretmek ilmik iltica iltifat iltifat etmek iltihak iltihap iltihaplanmak iltimas iltisak ima ima edilen ima etmek imaj imal imal etmek imalâthane imam iman iman etmek iman sahibi imansız imansızlık imar imbik imge imgelem imgesel imha imha etmek imkan imkân imkân dahilinde imkân vermek imkansız imkânsız imkânsızlık imla imlâ imleç immünoloji imp imparator imparatoriçe imparatorluk imrendirmek imrenme imrenmek imtihan imtiyaz imtiyaz vermek imtiyazlı imza imza eden imza etmek imzalamak imzasız in inak inanç inançsız inançsızlık inandırıcı inandırma inandırmak inanılmaz inanmak inanmamak inanmaz inat inat etmek inatcı inatçı inatçılık inayet inç ince ince tabaka ince yapılı incebağırsak inceden inceye inceleme incelemek incelik incelikle incelikli inceliksiz inceltmek inci inci balığı incik İncil incinme incinmek incir inciten incitici incitmek indeks indifa indirgemek indirim indirimli satış indirmek indiyum inek infaz infilak infilak etmek ingiliz İngiliz İngiliz anahtarı ingiliz lirası ingilizce İngilizce İngiltere inhiraf inhisar inhitat inildemek inilti iniş iniş takımı inisiyatif inişli inkar inkâr inkâr edilebilir inkar etmek inkâr etmek inkıta inleme inlemek inme inmek inorganik inşa inşa etme inşa etmek inşaat inşaatçı insaf insafsız insafsızlık insan insana benzeyen insanbilim insanbilimci insanca insancı insancıl insani insanlık insanlıktan uzak insanoğlu insanüstü insiyak insulin integral intiba intibak intibak etmek intihar intikam intikam almak intizamsız intizar inzibat inziva ip ip ile bağlamak ipe sapa gelmez ipek ipekli kumaş iplik ipotek ipsiz sapsız iptal iptal etmek ipucu irade iradesiz Irak ırak Iraklı İran irfan ırgat iri iri saçma iri yapılı iridyum irilik irin irinli iris iriyarı ırk ırkçı ırkçılık irkilmek ırksal İrlanda İrlanda'ya ait ırmak irmik ironik irsi irsiyet irtibat irtical irticalen irticalen söylemek irtidat irtifa ırz ırza tecavüz ırzına geçmek is iş iş arkadaşı iş kolu iş vermek isa İsa isabet isabetli işadamı işaret işaret etmek isaretlemek işaretlemek işbirliği işbirliği yapmak işbirlikçi işçi işçilik işe almak işe başlamak ise de işe yaramak işe yaramaz işe yarar işemek işgal işgal etmek işgalci ishal ishal olmak ısı işi başıdan aşkın ısı derecesi ışık ışık saçmak ışık tutmak ışıklı ışıkölçer ışıl ışıl parlamak ışıldak ışıldamak ışıldayan ışıltı ışıltılı isim ışımak isimlendirmek isimsiz ışın ışın yayan ışın yaymak işine almak işine gelmek işine son vermek ışınım işinin ehli işinin ehli olan ısınmak ısırgan ısırık ısırmak ısırnak ısıtan işitilemez işitim ısıtmak işitme işitme duyusu işitmek işitsel işkadını iskambil iskambil kâdıgı iskân etmek iskandil etmek İskandinavya Iskartaya çıkarmak iskele iskele kuşu iskelet işkembe işkembe çorbası iskemle işkence işkence etmek işkilli İskoç İskoçya İskoçyalı işkolu iskonto ıskonto ıslah ıslah etmek ıslah olmaz ıslahat ıslahatçı ıslak ıslaklık Islam İslam islam alemi ıslanmak ıslatmak işlem işleme islemek işlemek işlemeyen işlenmemiş işletme işletmek işlev işlevsel işleyen işleyiş işlik ıslık ıslık çalan ıslık çalmak ısmarlamak ıspanak İspanya ispanya'ya ait ispanyol İspanyolca ispat ispat etmek ispati ispatlamak ispinoz ispirto işporta israf israf etmek İsrail İsrail kavmi ısrar ısrar etmek ısrarla ısrarla istemek ısrarlı işsiz ıssız işsiz kimse ıssız yer işsizlik iştah iştah açıcı ıstakoz istasyon istatistik istatistikçi işte istek istek uyandıran isteka isteklendirme istekli isteksizce vermek isteksizlik istem isteme istemek istememek istemeyerek istemsiz işten çıkarmak istenen istenilmeyen ister istemez isterik isteyerek istibdat istidat istif etmek istifa istifade etmek istifçilik istiflemek istifrağ etmek istihbarat istihbarat subayı istihdam istihfaf istihkam istihkâm istihlâk etmek istihraç istihsal istihza istihza etmek istikamet istikbal istiklâl istikrah istikrar istikrarlı istikrarsız istikrarsızlık istila istilâ istila etmek istilacı istimlak etmek istirahat istirahat etmek iştirak iştirak etmek iştirakçi ıstırap ıstırap çeken ıstırap çekmek ıstırap vermek istiridye istişare istismar istismar etmek istisna istisna etmek istisnai iştiyak işve İsveç İsveçli işveren İsviçre İsviçreli isyan isyan etmek isyan halinde isyancı isyankâr işyeri it itaat itaat etme itaat etmek itaatkâr itaatli itaatsiz itaatsizlik itaatsizlik etmek italik İtalya İtalyan itfaiye itfaiye arabası itfaiyeci ithaf ithal ithal etmek ithal malı ithalat itham itham etme itham etmek itibar itibar etmek itibaren itibarını sarsma itibarlı itibarsız itici itici güç itidal itikat itimat itimat etmek itimatsızlık itina itina etmek itinalı itip kakmak ıtır itiraf itiraf etmek itiraf ettirmek itiraz itiraz etmek itiş itiş kakış itişip kakışma itiyat itlemek itme itmek ittifak ittifak etmek ittifak ettirmek ittihat Iütuf ivedi ivedilik ivedilikle ıvır zıvır iyalik iyelik iyi iyi akşamlar! iyi bilinmeyen iyi etmek iyi gelmek iyi hal iyi huylu iyi kalpli iyi kapli iyi ki iyi niyetli iyi olmak iyi olmaz iyice iyice incelemek iyileşme iyileşmek iyileştirmek iyilik iyilikbilmez iyilikçi iyiliksever iyilikten anlamaz iyimser iyimserlik iyon iyonosfer iyot iz izafi izafilik izah izah etmek izahat izci izdiham izdivaç izdüşüm ızgara ızgara yapmak izhar izin izin vermek izlemek izlenim izlenimcilik izleyen izleyici izmarit izolasyon izolatör izole izole etmek jaguar jaluzi Jamaika jambon jandarma jant Japon Japon verniği Japonca Japonya jargon jarse jartiyer jelatin jeneratör jeodezi jeofizik jeoloji jeolojik jeopolitik jeotermal jest jet jeton jibon Jigolo jilet jimnastik jimnastikçi jinekolijik jinekolog jinekoloji jip jokey jöle jübile judo Jüpiter jupon jüpon jüri k kaba kaba adam kaba et kaba kimse kaba saba kaba şaka kabaca kabadayı kabahat kabahatli kabak kabalık kaban kabarcık kabare kabarık kabarma kabarmak kabartı kabartma kabartmak kabile kabile reisi kabiliyet kabiliyetli kabin kabine kabir kabız kabızlık kablo kabriyole kabuğunu soymak kabuk kabuk gibi kabul kabul etme kabul etmek kabul etmemek kabullenmek kaburga kabus kabza kaç kaç tane? kaçak kaçakçı kaçakçılık kaçamak kaçamaklı kaçık kaçıncı kaçınılamaz kaçınılmaz kaçınma kaçınmak kaçırmak kaçış kaçkın kaçma kaçmak kadar kadeh kademe kademeli kader kadife kadife çiçeği kadife gibi kadim kadın kadın savaşçı kadınımsı kadınlık kadınsı kadir kadırga kadmiyum kadran kadro kafa kafa atmak kafa ile ilgili kafa patlatmak kafa şişirmek kafa yormak kafası çalışmak kafasız kafatası kafe kafein kafes kafeterya kâfi kafi gelmek kafile kafir kafiye kafkasya kafkasyalı kaftan kafur kâğıt kâğıt para kağnı kâhin kahır kahırlanmak kahkaha kahkaha atmak kahpe kahpelik kahraman kahramanlık kahretmek kahrolası kahvaltı kahvaltı etmek Kahve kahve fincanı kahve rengi kahverengi kâhya kaide kaide teşkil eden kainat kâinat kaka kaka yapmak kakadu kakao kakılmış şey kakım kakış kakmak Kaktüs kakül kala kalabalık kalamar kalan kalanlar kalas döşemek kalay kalaylamak kalaylı kalbini kırmak kalbur kalburdan geçirmek kalburüstü kalça kaldıraç kaldırım kaldırım taşı kaldırmak kale kale burcu kale duvarı kale hendeği kaleci kalem kalem kutusu kalemtıraş kaleydoskop kalfa kalıba dökmek kalibre kalıcı kalifiye Kaliforniya kaliforniyum kaliks kalım kalın kalın kafalı kalınbağırsak kalınlaştırmak kalınlığındaki kalınlık kalıntı kalıp kalıplaşmak kalıt kalıt almak kalite kaliteli kalitesiz kalıtım kalıtımsal kalıtsal kalkan kalker kalkındırmak kalkınmak kalkış kalkışmak kalkmak kalleş kalleşlik kalleşlik etmek kalma kalmak kalmış kalori kaloş kalp kalpak kalpazan kalpsiz kalsiyum kam kama kamara kamarot kambur kamburlaştırmak kamburunu çıkarmak kamçı kamçı darbesi kamçılamak kamelya kamer Kamera kameraman kameri kameriye Kamerun kamış kamp kampana kampanya kamping kamu kamuflaj kamufle etmek kamulaştırmak kamuoyu kamusal kamyon kamyonet kan kan basıncı kan damarı kan dökme kan dolaşmı kan grubu kan tahlili kan zehirlenmesi kana kana içmek kana susamış kanaat kanaat getirmek Kanada Kanadalı kanal kanalizasyon kanama kanarya kanat kanatlı kanca kancalı kancık kandil kandırıcı kandırmak kanepe kanerojen kangal kangren kanguru kanı kanı akmak kanıt kanıtlamak kanlı kanmak kano kanser kanserli kansız kansızlık kantin kantitatif kanun kanun yapan kimse kanun yapma kanuna aykırı kanuna göre kanunen kanuni kanunname kanunsuz kanunsuz kazanç kanunsuzluk kanyak kanyon kaos kap kap kacak kapak kapaklanmak kapalı kapama kapamak kapan kapanık kapanış kapanma kapanmak kapanmış kaparo kapasite kapatma kapatmak kapı kapı aynası kapı eşiği kapı tokmağı kapıcı kapik kapılmak kapışmak kapital kapitalist kapitalizm kapitülasyon kapkaççı kapkaranlık kaplama kaplamak kaplan kaplanmak kaplıca kaplubağa kaplumbağa kapmak kaporta kapris kaprisli kapsam kapsama kapsamak kapsamlı kapsayan kapsayıcı kapsül kaptan kaput kar kâr kar fırtınası kâr getirmek kar gibi kar topu kar yağmak kara kara buğday kara cahil kara kalem kara kehribar kara ordusu karabasan karabaşlı iskete karabatak karabiber karabina karaca karaçam karaciğer karada karafatma karahindiba karakol karakter karakteristik karaktersiz karakurbağası karalamak karalık karaltı Karaman kimyonu karamela karamsar karamsarlık karanfil karanlık karantina karar karar vermek karargâh kararı bildirmek kararlaştırılmış kararlaştırma kararlaştırmak kararlı kararlılık kararmak kararname kararsız kararsızlık karartı karartma karartmak karasal karasevda karatavuk karavan karavana karaya ayak basmak karaya çıkarmak karaya oturmak karayel karayolu karbon karbon kâğıdı karbonat karbondioksit karbonhitrat karbonlu karbüratör kardelen kardeş kardeş gibi kardeşçe kardeşlere ait kardeşlik kardeşlik cemiyeti kardinal kardiyak kardiyogram kardiyolog kardiyoloji kare karekök kareli karga karga gibi ötmek karga sesi kargaşa kargı kargo karı karides karık karikatür karikatürist karın karınca karıncalanan karıncık karış karış karış gezmek karışık karışık şey karışıklık karışım karışklık karışma karışmak karıştırılmamış karıştırma karıştırmak kariyer karlı kârlı karma karmak karmakanşık karmakarışık karmakarışık etmek karmakarışık şey karmakarışıklık karmaşa karmaşık karmaşıklık karnabahar karnaval karne karnı aç karnı acıkmış karo karoser karpuz karşı karşı çIkan karşı çıkmak karşı gelen karşı gelmek karşı konulamaz karşı koyan karşı koyma karşı koymak karşıda karşıdan karşıya karşılamak karşılaşma karşılaşmak karşılaştırılabilir karşılaştırma karşılaştırmak karşılaştırmalı karşılığını vermek karşılık karşılık vermek karşılıklı karşılıklı konuşma karşılıklı olarak karşılıksız karşın karşıt karşıt ağırlık karşıtlık kart kartal karton kartpostal kartvizit karyokinez karyola kas kaş kaş göz arasında kasa kasa memuru kasaba kasadar kaşağılamak kasan şey kaşane kasap kasap dükkânı kaşar kasatura kase kaşe kaset kasetçalar kaside kasık kaşık kaşıkçıkuşu kasılmak kasım kaşımak kasımpatı kaşınmak kaşıntı kasırga kasıt kasıtlı kasıtlı olmayan kasıtsız kasiyer kasket kaslı kasmak kasnak kast kastanyola kasten kastetmek kasti kastor kasvet kasvetli kat kat mülkiyeti katafalk kataliz katalizör katalog katapult Katar katarakt katarsis katedral kategori kategorik olarak katetmek kati katı katı yürekli katıksız katil katılaşmak katılaştırmak katılık katılım katılma katılmak kâtip katır katışık katışıksız katiyetl katiyetle katkı katlama katlamak katlanabilir katlanılamaz katlanır katlanmak katletmek katliam katma katmak katman katmerli Katolik Katoliklik katot katran katrana benzer katranlamak katsayı kauçuk kav kavak kaval kaval çalan kavalye kavanoz kavga kavga etmek kavgacı kavgalı kavim kavis kavisli kavlamak kavram kavrama kavramak kavranabilir kavrayış kavrulmak kavşak kavun kavurmak kavuşmak kavuşturmak kaya kaya gibi kaya parçası kayak kayalık kaybeden kimse kaybetmek kaybolmak kaybolmuş kayda geçirmek kaydetme kaydetmek kaydını silmek kaydını yapmak kaydırak kaydırmak kaydolmak kaygan kaygı kaygılandırmak kaygılanmak kaygılı kaygısız kayık kayık tabak kayıkçı kayın kayın ağacı kayınbirader kayınvalide kayıp kayış kayısı kayışla bağlamak kayıt kayıt altına almak kayıtlı kayıtsız kayıtsız şartsız kayıtsızlık kayma kaymağını almak kaymak kaymakam kaynak kaynak yapmak kaynakça kaynakçı kaynaklamak kaynama kaynamak kaynana kaynanazırıltısı kaynaşmak kaynatmak kaypak kaytan kaz kaza kazak kazamat kazanç kazançlı kazançlı olmayan kazandırmak kazanılan şey kazanmak kazanmış kazı kazı yapmak kazıbilim kazıbilimci kazık kazıkçı kazıklamak kazımak kaziye kazma kazmak kebap keçe keçi keçi sakalı keçiboynuzu keçiyolu keder kederini paylaşmak kederlenmek kederli kedi kedi gibi kedibalığı kedicik kedilere ait kediotu kefal kefalet kefaret kefe kefen kefil kefil olmak kehanet kehanette bulunmak kehribar kek kekelemek kekeme kekemelik kekik keklik kekre kel kelebek kelek kelepçe kelepçe takmak kelime kelime bilgisi kelime oyunu kelime oyunu yapmak kelimesi kelimesine kelle kellik Kelt kem keman kemancı kemençe kement kemer kemer altı kemik kemik iliği kemikli kemirgen kemirici kemirmek kenar kenarda olan kendi kendi başına kendi halinde kendi haline bırakmak kendi kendine kendiliğinden kendim kendince kendinde kendinden emin kendinden geçirmek kendine has kendini adama kendini alçaltmak kendini beğenm kendini beğenmiş kendini beğenmişlik kendini bırakmak kendini göstermek kendini kurtarmak kendini tanıtmak kendini tehlikeye atmak kendini tutamayan kendini tutmak kendiniz kendir kene kenet kenetlemek kenetlenmek kenevir kenger kent kentleşme kentsel kep kepaze kepazelik kepçe kepek kepenk keramet kerata kere kereste kereviz Kerpeten kerpiç kerte kertenkele kertik kervan kervansaray kesafet kesat kese kesek kesekâğıdı keselemek keseli keşfetme keşfetmek kesici kesici diş kesicidiş kesif keşif kesik kesik kesik kesilme kesilmek kesilmiş kesim kesin kesin olarak kesinlik kesinlikle kesinti kesintisiz kesip kesip çıkarmak kesir kesirli keşiş keşişleme kesişme kesişmek kesit keski keskin keskin kokulu keskinleşmek keskinlik kesme kesme işareti kesmek keşmekeş kesri kestane kestanerengi kestirip atan kestirme kestirme yol kestirmek keten keten kumaş ketum kevgir keyfi keyif keyifli keyifsiz keyifsizlik kez keza kezzap ki kibar kibar kimse kibarlık kibarlık taslayan kibernetik kibir kibirli kibirlilik kıbrıs kibrit kıç kıçına şaplak atmak kıdemli Kiev kifayetsiz kifayetsizlik kıkır kıkır gülmek kıkırdak kıkırdama kıkırdamak kil kıl kıl olmak kılavuz kılavuzluk kılavuzluk etmek kılcal damar kılçık kılçıklı kiler kılıç kılıçtan geçirme kılıçtan geçirmek kilidi açmak kılıf kılık kılık kıyafet kilim kilise kilise ayini kilise kanunu kilise korosu kiliste kilit kilit dili kilitlemek kilitli killi kıllı kıllı tüylü kılmak kilo kilo vermek kilogram kilometre kilovat kim kimi kimi zaman kımıldamak kımıldamaz kımıldatmak kimin kimisi kimlik kimlik belgesi kimse kimsesiz kimsesiz bırakmak kimya kimyacı kimyager kimyasal kimyon kin kın kin beslemek kına kınama kınamak kinaye kinayeli kinci kindar kinetik kinik kinin kinizm kip kıpır kıpır oynamak kıpkırmızı kıpkırmızı olmak kir kır kır manzarası kır saçlı kira kira kontratı kıraç kiracı kırağı kiralama kiralamak kırat kiraya vermek kiraz kırbaç kırbaçlamak kırda kireç kireçli kiremit kırgın kırgınlık kırıcı kırık kırıklık kiril alfabesi kırılabilir kırılgan kırılganlık kırılma kırılmak kırılmamış kırılmış kırım kırıntı kırıp kiriş kırış kırış olmak kırışık kırışıklık kırışmak kırıştırmak kırk kırkayak kırkıncı kırkmak kırlangıç kirlenme kirlenmek kirletmek kirli kırlık kirlilik kırma kırmak kırmızı kırmızı şarap kırmızıbiber kırmızılaşmak kırmızılaştırmak kırmızımsı kirpi kirpik kırpıntı kırpmak kırsal kırsal kesim kırtasiyeci kırtasiyecilik kış kıs kıs gülmek kış uykusu kısa kısa boylu kısa saplı balta kısa süreli kısa vadeli kısaca kısacası kısalık kısalma kısalmak kısaltma kısaltmak kişi kısık kişileştirmek kişilik kişiliksiz kısılmak kısım kısıntı yapmak kısır kısırlaştırmak kısırlık kişisel kişisel olmayan kısıtlama kısıtlamak kısıtlı kısıtsız kıskaç kıskanç Kıskançlık kıskanmak kıskı kışkırtıcı kışkırtma kışkırtmak kışla kışlamak kışlık kısma ait kısmak kısmen kısmet kısmetli kısmetsiz kısmi kişnemek kişnemel kısrak kıssa kıssadan hisse kist kıstırmak kisve kıt kıt kanaat geçinmek kıta kitabe kitabevi Kitabı Mukaddes kitap kitap ceketi kitap kabı kitap kurdu kitap rafı kitapçı kitaplık kitapsever kıtasal kıtır kıtır yemek kitle kıtlık kıvam kıvanç kivi kıvılcım kıvılım kıvırcık kıvırcık saçlı kıvırma kıvırmak kıvrak kıvraklık kıvrandırmak kıvranmak kıvrık kıvrılmak kıvrım kıyafet kıyamet kıyas kıyasla kıyaslamak kıyaslanabilen kıyı kıyım kıyma kıymak kıymamak kıymet kıymet takdir kıymetli kıymetsiz kıymık Kız kız arkadaş kız çocuk kız evlat kız evlât kız kardeş kızak kızamık kızamıkçık kızamıklı kızarmak kızarmış kızartılmış kızartma kızartma tavası kızartmak kızdırıcı kızdırmak kızgın kızgınlık kızıl kızıl doru kızıl saçlı kızılağaç kızılay kızılcık kızılderili kızılhaç kızılötesi kızılötesi olan kızıötırmak kızışmak kızkardeş kızlık kızlık soyadı kızma kızmak klakson klakson çalmak klan klarnet klarnetçi klasik klasör klavikula klavye klik klima klinik klişe klitoris klor klorofil kloroform ko koala koalisyon kobalt kobay kobra Koç koç burcu koca kocakarı kocaman kod kodaman kof köfte koğuş köhne kok kök kök salmak Koka kokain kokarca kokart köken koklama hissi koklamak köklenmek kökleşmek köklü kokmak kokmuş köknar köksap kökten köktenci köktencilik kokteyl koku koku alma hissi koku almak kokulu kökünden söküp atmak kökünü kazımak kökünü kurutmak kokuşmak kokusuz kol kol ağzı kol demiri kol düğmesi kol kola kol saati kola kolaj kolan kolay kolay bulunur kolay heyecanlanır kolay incinir kolay kırılır kolay yatışır kolayca kolaylaştırmak kolaylık kolaylıkla köle köle yapmak koleksiyon koleksiyon yapmak koleksiyoncu kolektif kolektör kölelik kolera kolesterol koli kollamak kollara ayrılmak kolltukaltı Kolombiya kolon koloni kolonicilik koloniye ait kolonya kolordu kolsuz kolsuz manto koltuk koltuk altı koltuk değneği kolye kolza koma kombine kombinezon komedi komedyen komik komiser komisyon komisyoncu komite komodin kompartıman kompleks komplikasyon kompliman kompliman yapmak komplo komplocu komposto kompozisyon kompres kompresör kompresyon komşu komşuluk komün komünikasyon komünist komünizm komünyon kömür kömürlük komut komut vermek komuta komutan konak konaklamak konç konçerto kondansatör kondensatör kondüktör konfederasyon konferans konfeti konfor konforlu kongre koni konik konkav konmak konsantre konser konservatuvar konserve konsey konşimento konsol konsolos konsolosluk konsorsiyum kont kontenjan Kontes konteyner kontrast kontrat kontrbas kontrol kontrol etmek kontrolör konu konuk konuk sevmez konuksever konukseverlik konum konuşan konuşkan konuşkanlık konuşma konuşma şekli konuşma tarzı konuşma yeteneği konuşmacı konuşmak konuşmayan konuşmaz Konut konuyu dağıtmak konveks konveyör konvoy konyak kooperatif koordinasyon koordinat koordine koparmak kopça köpek köpek dişi köpekbalığı köpekdişi Kopenhag kopma kopmak köprü köprücükkenmiği kopuk köpük köpüklü köpürmek köpürtmek kopya kopya çekmek kopya etmek kopya kağıdı kopya kâğıdı kör kör talih körbağırsak kore körebe Korece körelmek koreografi körfez koridor korkak korkaklık korkmak korkmuş korku korkulacak korkulu korkuluk korkulur korkunç korkusuz korkutma korkutmak korkutucu körlük korna korna çalmak korner korniş koro koro halinde körpe korsaj korsan korsanlık korse kort kortej koru körü körüne korucu körüklemek koruma korumak korunma koruyan koruyucu koruyucu kimse koruyucusuz koşa koşa koşan kimse köse köşe köşebent köşegen kösele kösele şerit köşeli kosinüs köşk koşma koşmak köstebek köstek kösteklemek kostik kostüm koşturmak koşu koşucu koşuk koşul koşulsuz koşum koşum takımı koşuşmak koşut kot kota kotlet kotra kötu kötü kötü adam kötü beslenme kötü bir şekilde kötü davranış kötü davranmak kötü huy kötü idare etmek kötü kader kötü kalpli kötü niyetli kötülemek kötülenmek kötüleşmek kötülük kötümser kötümserlik kötürüm etmek kötüye kullanma kötüye kullanmak kova kova burcu kovalama kovalamak kovan kovboy kovboy filmi kovma kovmak kovuk kovulma kovuşturmak koy köy köye ait köylü köylülük koymak koyu Koyu esmer koyu kırmızı koyulaşmak koyulaştırmak koyuluk koyun koyun eti koyun postu koyun uyuzu koyuvermek koz koza kozalak kozmetik kozmik kozmonot kozmopolit kozmos kral kral naipliği krala ait krala yakışır kraliçe krallık kramp girmek krampon krank mili krater kravat kredi krem krem rengi krema kremalı kremalı tatlı krematoryum krep kreş kretinizm kreyon kriket kriko kriminoloji kripton kristal kriter kritik kriz kriz geçirmek krizalit krizantem kroket kroki krokodil krom kromozom kronik kronoloji kronolojik kronometre kros krupiye kruvaze kruvazör ksenon kuaför kuantum Kubbe kübik kucak kucak dolusu kucaklama kucaklamak kucaklaşmak küçücük küçük küçük düşme küçük düşmek küçük düşürmek küçük düşürücü küçük görmek küçük harf küçük heykel küçük karga küçük körfez küçük kutu küçük parmak küçük resim fırçası küçük şeytan küçükayı küçült küçültme küçültmek küçültücü küçümsemek kudret kudretli kudretsiz kudurmak kudurmuş Kudüs kuduz küf küf kokulu küfe küflendirmek küflenmek küflü küfretmek küfür küfürbaz kuğu kukla kükremek kukuleta kukulete kükürt kükürtlü kul kül kül tablası kulağına gelmek külah kulak kulak kabartmak kulak misafiri olmak kulak vermek kulakçık kulaklık kulakmemesi külbastı külçe kule külfet külfetli külhanbeyi külhanbeylik kullanılır kullanılmak kullanılmamış kullanılmayan kullanılmış kullanım kullanışlı kullanışsız kullanma kullanmak kullanmaz olmak külli kulluk küllük külot külotlu çorap kulp külrengi kült kültür kültürel kültürlü kulübe kuluçka kuluçka makinası kuluçka makinesi kuluçkaya yatmak kulüp külüstür Kum kum havuzu kumanda kumanda etmek kumandan kumanya kumar kumar oynamak kumarcı kumarhane kumaş kumaş tiftiği küme kümes kümes hayvanı kumpas kumpas kurmak kumral kumru kumru gibi kumsal kumtaşı kundak kundakçı kundakçılık kundaklamak kundura kunduracı kunduz kunduz kürkü küp kupa küpe küpeşte kupon kupür kur kur yapmak kura kur'a kura çekmek kurabiye kurak kuraklık kural kural dışı kurallı kuralsız kuram kuramsal kuran kurbağa kurbağalama kurban kurban etmek kurbanlık kurcalamak kürdan kurdela kurdele küre küre şeklinde kürek kürek çekmek kürek dolusu kürekçi kürekkemiği küresel küret kürevi kurgu kurgusal edebiyat Kürk kürkçü kurma kurmak kurmay kurnaz kurnazlık kurnazlık etmek kurs kursak kursu kürsü kurşun kurşundan kurşunkalem kurşunlamak kurt kurt köpeği kurt yemiş kürtaj kurtarıcı kurtarılan mal kurtarılma kurtarış kurtarma kurtarmak kurtçuk kurtlanmış kurtlu kurtulamaz kurtulmak kurtulmuş kurtuluş kuru kuru erik kuru ot kuru temizleme kuru üzüm kurucu kurul kurulamak kurulmak kurultay kuruluk kuruluş kurum kurumak kurumlu kurumuş kuruntu kuruş kurut kurutma kurutma makinesi kurutmak kurye kuş kuş sürüsü kuş tüyü kuşa kuşak kuşatma kuşatmak kuşburnu kuşkonmaz kuşku kuşku duymak kuşkulandırmak kuşkulanmak kuşkulu küskün küskünlük kuşkusuz kuşlak kusmak kusmaya çalışmak küsmek kusmuk küstah küstahlık kusturmak küstürücü kuştüyü kusu kusur küsur kusur bulmak kusura bakma! kusura bakmayın! kusurlu kusurlu olmak kusursuz küt kutbi kutbiyet kutlama kutlamak kütle kutsa kutsal kutsal olmayan kutsallaştırmak kutsallık kutsamak kutu kütük kutup kutup yıldızı kütüphane kütüphaneci kütürdemek kütürhaneci kuvaför kuvars küvet Kuveyt kuvvet kuvvet vermek kuvveti kesilmek kuvvetle kuvvetlendirici kuvvetlendirme kuvvetlendirmek kuvvetli kuvvetsiz kuvvetsizlik kuvvetten düşmek kuvvetten düşürmek kuyruk kuyruklu piyano kuyrukluyıldız kuyu kuyumcu kuzen kuzey Kuzey kutbu kuzeybatı kuzeydoğu kuzeyli kuzgun kuzguni kuzu kuzu eti kuzu gibi kuzumantarı l la labirent laboratuvar lacivert laçka ladin laf laf atmak laf etmek lafazan lafını sakınmayan lağım lağvetmek lahana lahit laik lakap lakin laktoz lâl lale lâle Lama lamba lambri lame lanet lanet etmek lanetlemek Lânetlenmiş lanetli langust lantan Laos lapa lapa gibi larenjit larva lastik lâstikli laterna latife latife etmek Latin latince laubali laubalilik lav lavabo lavanta lavman layik layık lâyık layık olmak layık görmek lâyık olmayan lazer lazer ışını lazer yazıcı lazım leğen lehçe lehim lehim lambası lehimlemek lehva lejyon leke leke sürmek lekelemek lekelenmek lekeli lenf lens lent leopar leş leş yiyen hayvan letafet Letonya levha levrek levye leylak leylak rengi leylek leziz lezzet lezzetli lezzetsiz liberal liberalizm libido libre Libya lider liderlik lif lifli lig liken likit likör liman lime lime limit limon limonata limonluk limontuzu linç linç etmek linolyum linyit lir lira liret lisan lisans lise liste liste yapmak litosfer litre Litvanya lityum liva liyakat Lizbon lobi loca lodos logaritma lokal lokanta lokavt lokma lokomotif lökosit lokum lomboz Londra lort loş losyon lotarya loto Lübnan lüfer lügat lügatçe lüks Lüksemburg lüle lületaşı lumbago lütfen lütuf lüzum lüzumlu lüzumsuz m maalesef maaş maaş vermek mabet mabeyinci mablak mabut maç maça Macar macaristan macera maceraperest macun Madagaskar madalya madalyon madde maddeci maddecilik maddi maddi olmayan madem mademki maden maden cevheri maden cürufu maden kömürü maden ocağı maden posası madencilik madeni madeni para madenkömürü madenli madensel madensuyu Madrid mafsal mafya maganda mağara mağaza sahibi mağazacı magazin mağfiret mağlup etmek magma magnezyum Magribi mağrur mah mahal mahalle mahalli maharet maharetli maharetsiz mahcubiyet mahcup mahcup etmek mahdut mahfaza mahir mahiyet mahkeme mahkemeye celbetmek mahkûm etmek mahkûmiyet mahluk mahmur mahmurluk mahmuz mahrem mahrum etmek mahrumiyet mahsul mahsus mahvedici mahvetme mahvetmek mahvolabilir mahvolmak mahzen mahzun mahzur mahzurlu maiyet majeste majör makadam makak makale makam makara makarna makas makbul makbuz Makedonya maket maki makina makinalar makine makine mühendesi makineleştirmek makineli makinist maksat maksimum makul makul olmayan makyaj mal mal mülk mal olmak mal sahibi Malezya mali malik olma malik olmak malikâne maliye maliyeci maliyet malt Malta maltoz malul malum malumat malzeme mama mamafih mamur mamut mana manalı manasız manastır mancınık manda mandal mandalina mandıra mandolin manevi manevilik maneviyatın manevra yapmak manga mangal mangal kömürü mangan manganez mangrov mani mâni mâni olmak mania manifesto manik manikür manivela manivela kolu manken manolya manometre manşet manşon mantar mantık mantıka ait mantıkçı mantıkdışı mantıki mantıklı mantıksız manto manyak manyak kimse manyetizma manyok manzara marangoz marangoz rendesi maraton marazi mareşal margarin marifet marifetli mark marka markacı markiz Marksist Marksizm marmelat Mars marş Mart martı martini marul maruz maruz kalmak masa maşa masa lambası masa örtüsü masa tenisi masaj masaj yapmak masajcı masal masalcı masatenisi masatlı masif maskara maskaralık maske maskelemek maskeli balo maskeli balo kostümü maskot mason masonluk masör masraf masraf etmek masraflı maşrapa massetmek mastar mastı mastır mastürbasyon mastürbasyon yapmak masum masumiyet masura mat Matador matara matbaa matbaacı matem matematik matematikçi matematiksel materyalist materyalizm matkap matrak matris maun maun rengi mavi mavi kopya mavilik mavna maya mayalanmak maydanoz mayın mayınlamak mayıs maymun maymuncuk mayo mayonez mayoz mazeret mazgal mazi mazot mazur görmek mazur görülemez mazurlu meal meblâğ mebzul mecaz mecazi mecbur mecbur etmek mecburi mecburi olarak mecburiyet meçhul meclis meclıs mecmu mecmua mecnun mecra medeni medeni nikâh medeni olmayan medeniyet medeniyet görmemiş medih meditasyon medüz medyum mefruşat meftun etmek megafon megahertz megaton meğer mehtap mekân mekanik mekanizma mekik Meksika mektup mektup zarfı mektuplaşan mektuplaşma mektuplaşmak melankoli melankolik melek meleme melemek melez melezlemek -meli melodi melodik melodram melon meltem melun memba meme meme başı memeli memleket memnuiyet memnun memnun etmek memnun olmak memnuniyet memnuniyet verici memnuniyetle memnuniyetsizlik memnunluk memur memuriyet memurluk mendil mendirek menecer menekşe menekşe rengi menenjit menetmek menfaat menfez menfi mengene meni menkıbe Menopoz menşe mensubiyet mensup mensup olmak menteşe mentol menü menzil mera merak merak etmek merak uyandırıcı meraklı meram merasim mercan mercandan mercek mercimek merdane merdiven merhaba merhaba! merhamet merhametli merhametsiz merhem meridyen merkep merkez merkezi merkeziyetçilik merlos mermer mermi mermi yolu mersin mert mertebe mertek mertlik mesa mesafe mesafeli mesaha mesai Mesaj meşakkatli meşale mesane mescit meşe meşe ağacı mesela mesele meşgul meşgul etmek meşgul olmak meşguliyet meşhur mesih Mesihi meşin mesire mesken meskun meskûn meslek mesleki meslektaş meşru meşrubat meşruluk mest mesul mesuliyet meşum mesut metafizik metal metalurji metalürji metastaz metelik meteor meteorolog meteoroloji meteorolojik methetmek methiye metin Metodist metodoloji metot metre metre kare metre şeridi metres metrik metronom metruk mevcudiyet mevcut mevcut olmak mevduat mevki mevkii mevsim mevsimlik mevsimsiz mevzu mevzuat meydan meydan okuma meydan okumak meydana çıkarmak meydana çıkmak meydana gelme meydana gelmek meydana getirmek meydanda meyil meyilli meyletmek meyva meyve meyve suyu mezar mezar taşı mezara koymak mezarlık mezat mezatçı mezbaha mezbele meze mezgit mezhep meziyet mezkür mezmur mezun mezun olmak mezuniyet mezura mı miço mide mide bulantısı midesi bulanmak midesi bulanmış midilli midye miğfer migren mıh mıhlamak mihrap mihver mika mikah mıknatıs mıknatısi mıknatıslı mikrobilgisayar mikrobiyoloji mikrodalga mikrofon mikron mikroorganizma mikrop mikropsuz mikroskobik mikroskop mikroskopik mikser miktar mikyas mil milat milattan önce miligram milim milimetre milis militan militarizm millet Milletler Cemiyeti milletlerarası milletvekili milli millileştirmek milliyet milliyetçi milliyetçilik milyar milyarder milyon milyoner mim mimar mimari mimarlığa mimarlık mimoza minare mıncıklamak minder mine mineral mini etek minibüs minicik minik minimum minnet minnetar minnetarlık minnettar minnettar kılmak minnettarlık minör mıntıka minyatür miraç miras miras almak mirasa konmak mırıldanma mırıldanmak mırıltı mırlamak misafir misafir etme misafir etmek misafir odası misafir olmak misafirperver misafirperverlik misal misilleme misina mısır Mısırlı misk misket misket limonu miskin mısra mistik mistisizm misyon misyoner mit miting mitoloji mitolojik miyar miyav miyavlamak mıymıntı miyokard miyop miyopi mizaç mizah mizahçı mizahi mızıka mızıkçı mızmız mızrak mobilya mobilyalı moda modacı modası geçmek modaya uygun model modelist modern modernleştirmek modernlik modül Moğol moğolistan mol mola mola vermek molekül moleküle ait moleküler molibden molla moloz monarşi monarşist monogami monografi monolog monoton montaj monte etmek mor moral morali bozulmak moralini bozmak moratoryum morfem morfin morfoloji morg morina morötesi mors mors alfabesi motel motif motivasyon motive etmek motor motorbot motorlu motorlu sandal motosiklet mozaik mozole mü muadil muaf muaf tutmak muafiyet muahede muamele muamele etmek muamma muasır muavenet muavenet eden muavin muayene muayene etmek muazzam mübadele mübadele etmek mübalâğa mübarek mübayaa mücadele mücadele etmek mücadeleci mücerret mücevher mücevher kutusu mücevherat mucit mucize mucizevi mücrim müdafaa müdafaa etmek müdafaası imkânsız müdafaasız müdahale müdahale etmek müdavim müddet müddetli müdür müellif müelliflik müessese müeyyide müfettiş müfettişlik müflis muflon müfredat müfreze müftü muğlak muğlâklık muha muhabbet muhabbet tellâlı muhabbetçiçeği muhabir muhafaza muhafaza etmek muhafazakâr muhafız muhakeme muhakeme etmek muhakemesiz muhakkak muhalefet muhalefet etmek muhalif muhalif olmak muhallebi çocuğu muharebe muharrir muhasara muhasebe muhasebeci muhatap muhayyile muhbir muhendis mühendis mühendislik mühim mühimmat muhit mühlet muhtaç muhtaç olmak muhtar muhtariyet muhtasar muhtelif muhtemel muhtemel olmayan muhtemelen muhterem muhteşem muhteva muhtıra mühür mühürlemek müjdeci müjdelemek mukabele mukabele etmek mukabil ağırlık mukaddes mükâfat mükafatlandırmak mükâfatlandırmak mukavele mukavemet mukavim mukavva mukayese mukayese etmek mukayese standardı mukayeseli mükemmel mükemmellik mukus mülakat mülakat yapmak mülakatçı mulâyim mülâyim mülk mülk sahibi mülkiyet mülteci mülteçi mültimilyoner mum mum boya mum yağı mümbit mümessil mümessillik mümin mümkün mumya mumyalamak münakaşa münakaşa etmek münakaşacı münasebet munasebetsiz münasebetsiz münasip münavebe münazara münferit münhal Münih muntazam münzevi münzevi kimse muphem müphem müptelâ mür müracaat müracaat etmek murat murat etmek murdar murdarlık mürebbiye müreffeh mürekkep mürekkepbalığı mürekkepli mürettebat mürettip mürit mürur Musa müsaade müsaade etmek müsabaka müsadere etmek müsait müsait olmayan musallat musallat olmak müsamaha müsamaha etmek müsamahakar müsamahakâr musamahasız müsamahasız müsavi müsekkin Musevi Musevilik müşfik müshil musibet musiki muska muslin musluk Müsluman Müslüman muson müspet müsrif müsriflik müst müstahak müstahsil müstahzar müstakbel müstakil müstehcen müstehcen söz müstehcenlik müştemilat müstemleke müşterek müşteri müstesna müsvedde mutaassıp mutabakat mutabık mütareke mutasyon müteahhit muteber mütecessis mutedil mütehakkim mütehassıs mütekabil mutemet mütercim mütereddit müteşekkir mutevazı mütevazı mutfak müthiş mutlak mutlaka mutlu mutluluk mutlulukla mutsuz mutsuzluk müttefik muvafakat muvafakat etmek muvaffakiyet muvaffakıyet muvaffakiyetsizlik muvakkat muvazene müvekkil muz muzaffer müzakere müzakere etmek müzayede müze müziğe ait müzik müzikal müzikhol muzır müzisyen müzmin naaş nabız nadas nadide nadir nadiren nafile nağme nahoş naip nakarat nakavt nakil nakış nakit nakletmek nakliyat nakliye nakliye ücreti nakliyeci nal nalbant nalbur nallamak nam namağlup namaz name namert nâmevcut namlı namlu namus namuslu namussuz namussuzluk namzet nane nankör nankörlük nar nara nargile narin narkotik narkotik ilâç nasihat nasihat etmek nasıl nasıl isterseniz nasıl olsa nasılsa nasip nasır nasır tutmuş nasırlaşmak nasırlı natürmort navigasyon navlun naylon naz nazar nazar değmek nazaran nazariye nazarlık nazik nazım nazır olmak nazlanmak nazlı ne ne de olsa ne kadar ne olur ne olmaz ne var ne yok? ne yazlık ki nebat nebi nebula necat nedamet neden neden olmak nedeni olan nedeniyle nedensel nedensellik nedensiz nefer nefes nefes a nefes alma nefes almak nefes darlığı nefes nefese nefes nefese kalmak nefes vermek nefesi kesilmek nefesini kesmek nefesini tutmuş nefis nefret nefret edilen nefret etmek nefret uyandıran nefret verici negatif nehir nekahet nem nemlendirmek nemlenmek nemli nemlilik Neolitik neon Nepal Neptün neredeyse nerelerde nereli nergis nergis çiçeği neşe neşe verici neşelendirmek neşeli nesep neşesiz nesil nesir neskafe nesli tükenmiş neslinden olan nesne nesnel nesnellik neşretmek neşter net net ağırlık net kâr netameli netice netice çıkarma neticelendirmek neticesiz netlik nevi nevralji nevrasteni nevroz nevrozlu nezaket nezaketli nezaketsiz nezaketsizlik nezaret nezaret etmek nezle nicel niceliğe bağlı olan nicelik niçin nida nida etme nihai nihayet nihayetsiz nihilizm Nijerya nikâh nikâhlamak nikâhlı Nikaragua nikel nikotin Nil nilüfer nimet nine ninni ninni söylemek nirvana nisaiye Nisan nişan nişan almak nişangâh nişanlamak nişanlanma nişanlanmak nişanlı nişasta nispet nispeten nispi nitelemek nitelendirilemez niteleyici niteliğe ait nitelik nitelikli nitrat nitrojen niyaz niyet niyet etmek niyet olmak niyetlenmek niyobyum nizam nöbet nöbetçi nöbetçi kulesi nöbetçilik nöbetleşe nöbetleşe çalışmak nöbetleşme Noel noel baba noksan noksanlık nokta noktalama noktalama işareti noktalı virgül norm normal nöroloji nörolojik nöron nöropati Norveç Norveçli not not defteri nota noter nötr nötron nüans nüfus nüfus cüzdanı nüfusbilim nüfuslandırmak nüfuz nüfuz edici nüfuz edilemez nüfuz etme nüfuz etmek nüfuzlu nükleer nükleer enerji nüks nükte nükteli nükteli söz numara numara yapmak numaralamak numayiş nümismatik numune nüsha nutuk nüve nüzul o o halde o kadar o vakit o zaman o zamandan beri öbek objektif obruk obua obur öbür öbürü öç öç almak ocak ocak ızgarası öcü öd oda ödağacı odak odak noktası ödeme ödemek ödenek ödenti Oder ödev oditoryum ödlek ödleklik ödül ödül vermek ödüllendirmek odun ödün ödünç ödünç alma ödunç almak ödünç almak ödünç verme ödünç vermek ofis öfke öfkelendirici öfkelendirmek öfkelenmek öfkeli oftalmoloji öğe oğlak burcu oğlan öğle öğle yemeği öğleden sonra öğlen öğrenci öğrenim öğrenim görmek öğrenmek öğreti öğretici öğretim öğretm öğretme ögretmek öğretmek öğretmen ögrütsel oğul öğün öğürmek öğüt öğüt vermek öğütlemek öğütmek öğütücü ohmmetre ok ok ucu okaliptüs ökçe okçu oklava oklukirpi okra oksalik asit okşamak ökseotu oksidan oksidasyon oksijen oksijen maskesi oksijensiz bırakmak oksit oksitlemek oksitlenme öksürmek öksürük öksüz okul okul taksiti oküler okulöncesi okuma okuma kitabı okuma yazma okuma yazma bilmeyen okumak okumamış okumuş okun okunaklı okunaksız okunmaz okunur okur okur yazar okuryazar okuryazarlık okutmak okutman okuyucu öküz okyanus Okyanusya olağan olağan üstü olağanüstü olan olanak olanaklı olanaksız olanaksızlık olarak olarak vermek olası olasılı olasılık olasısız olay ölçek ölçme ölçmek ölçü ölçülebilir ölçülü ölçülülük ölçüm ölçüp biçmek ölçüsüz ölçüt ölçüyü kaçırmak oldukça öldükten sonra öldürme öldürmek öldürmemek öldürücü ölen ölesiye olgu olgun olgunlaşmak olgunlaşmamış olgunlaştırmak olgunluk oligarşi olimpik Olimpiyat olimpiyat oyunları olmak olmaz olmazsa ölme ölmek ölmez ölmüş olta olta çengeli ölü oluk oluk açmak oluklu ölüm ölümcül olümle ilgili olumlu ölümlü olumsuz ölumsüz ölümsüz ölümsüz varlık ölümsüzlük olup bitmek olur olursa oluşmak oluşturmak oluşum ömcelikle omlet omur ömür ömür boyu omurga omurgalı omurgasız omurilik omuz omuz omuza omuzlamak on ön on altı ön ayak olmak on beş on bir on birinci on dördüncü on ikinci on üç on yedinci onama onamak onarım onarmak Onay onaylama onaylamak onbaşı önbellek önce önce gelen önce gelme önceden önceden alınan tat önceden bilmek önceden düşünmek önceden hüküm vermek önceden yapma önceki öncel önceleri öncelik öncü öncül onda bir ondalık ondan ondan sonra önde önde gelen öndeki önden önder önderlik öne sürmek önek önem önemi olmak önemli önemsememek önemsiz önemsiz kimse önemsiz olay önemsiz şey önerge öneri önerme önermek öngörmek öngörü ongun önkol onkoloji onlar onların onlarınki önlem önlemek önleyici önlük ons onsekiz önsel önsezi önsöz önsöz ile başlamak ontoloji önümüzdeki onun onun için onuncu önünde onunki önünü kesmek onur onur kırıcı onur kırma önyargı önyargılı oopsi opal opera operasyon operator operatör operet öpmek opossum optik optimum optometri öpücük öpüşmek orada oradan orak orakçı oran oranlamak oranlı oransız orantı orantılı oratoryo oraya ördek ördek gibi bağırmak ordu ordugah ordugâh örf org organ organik organizasyon organizatör organize etmek organizma orgazm örgensel örgü örgü örmek örgüt orijinal orkestra orkide orkinos Orman orman yangını ormancı ormancılık örme örmek örneğın örnek örnek alınacak ornitoloji orospu orospuluk örs örselemek orta ortaç ortaçağ ortada ortada olan ortadaki ortadan kaldırmak ortadan kalkmak ortadoğu ortak ortak merkezli ortaklaşa ortaklık ortalama ortalama olarak ortalığı toplamak ortalıkta ortam ortanca ortaokul ortaparmak ortasında ortaya atmak ortaya çıkarmak ortaya çıkmak ortaya koymak örtbas etmek örtmek ortodoks Ortodoks olmayan ortodoksluk ortopedi ortopedik örtü örtülü örtüsünü kaldırmak oruç oruç tutmak örülmek örümcek örümcek ağı örümcekkuşu oryantal osiloskop osmiyum östaki bosuru osteoartrit osteoporoz osurmak osuruk ot ot cinsinden ot yığını öte öteberi ötedeki öteki ötekisi otel öteye otlak otlamak otlara ait otlatmak otluk ötmek oto otoban otobiyografi otobüs otodidakt otogar otomasyon otomat otomatik otomatikleştirmek otomatikman otomobil otopark otopsi otorite otoriter otoyol otsu ötücü kuş oturak oturan oturma oturmak oturtmak ötürü oturulan yer oturuş otuz otuzuncu out ile ova oval ovalama ovalamak ovalanmak övgü övgüye değer ovma ovmak övme övmek övülmeye değer övüngen övünme övünmek ovuşturma oy oy çoğunluğu oy kullanma oy kullanmak oy pusulası oy toplamak oy vermek oyalama oyalamak oyalanmak oybirliğiyle öykü öykünmek öyle öylesi öylesine öyleyse oylum oymacı oymacılık oymak oynak oynamak oynaşmak oynatmak oysa oyuk oyuk yer oyulmak oyun oyun etmek oyun yazarı oyuncak oyuncak bebek oyuncu oyunculuk öz ozan Özbek özbekistan özdek özdeş özdeşlik özdeyiş Özel özel ders vermek özel isim özel öğretmen özel sektör özeleştiri özellik özellikle özen özen göstermek özendirmek özenli özenmek özensiz özensizlik özentisiz özerk özerklige ait özerklik özet Özetle özetleme özetlemek özgeci özgecilik özgeçmiş özgü özgügrlük özgül ağırlık özgün özgünlük özgür özgür kılmak özgürlük özlem özlemek özlü özne öznel ozon özsaygı özsu ozsüz özümlemek özümsemek özür özür dilemek özür dilerim! özürlü özveri özverili özyaşamöyküsü pa paça paçavra padişah padişahlık padok pagan paganlık pagoda paha paha biçilmez paha biçmek pahalanmak pahalı pahalılık pak paket paket etme paketlemek Pakistan pakistanlı pakt pala palamar palamut palanga palavra palavra atmak palet palladyum palmiye palto palyaço pamuk pamukçuk pamuklu panayır panda pandantif pandomima pandomimci panik panjur pankart pano panorama pansiyon pansiyoner pansuman panter pantolon panzehir papa papağan papatya Papaya ait papaz papaz cüppesi papazlar papazlığa atamak papazlık papirüs papyon para para babası para basan kimse para çekmecesi para cezası para cüzdanı parabol paradan ibaret paradoks paraf parafe etmek parafin paragöz paragraf paralamak paralel paralelkenar paralı paralı yol parametre paranoya parantez parasal parasız parasızlık paraşüt paraşütçü paraşütle atlamak paravana paraya ait parazit parça parçalamak parçalanma parçalanmak parçalanmış parçalarına ayırmak parçalı pardon! pardösü pardüse parfüm parfümeri parıldamak parıltı parıltılı park park yeri parke parke döşeme parkur parlak parlak kırmızı parlaklık parlama parlamak parlamenter Parlamento parlatıcı parlatmak parlayan parmak parmak izi parmaklık parodi parola pars parsel parşömen parşomen kâğıdı parşömen tomarı parti partizan parya pas pas tutmak pas vermek pasaj pasaklı pasaklı kadın pasaport pasif Paskalya paslanmak paslanmaz paslanmış paslı paso paspas pasta pastane pastil pastırma pastoral pastörize etmek pataklamak patates patavatsız patent patika patırtı patırtılı patlak patlak verme patlak vermek patlama patlama sesi patlamak patlamış mısır patlatmak patlayıcı patlıcan patoloji patolojik patrik patron pavurya pavyon pay pay etmek payanda payda paydaş paydos paydos etmek paye paye vermek paylama paylamak paylaşan paylaşma paylaşmak paylaştırma paylaştırmak paytak payton pazar pazarlama pazarlık pazarlık etmek Pazartesi pazaryeri pazen pazıbent pazu peçe peçesini açmak peçete pedagog pedagoji pedagojik pedal peder pediatri pedikür pehlivan pejmurde pejmürde pek pek az pek çok pekâlâ peki pekiştirmek peklik peksimet pelerin pelikan pelin pelteleştirmek pelüş pelvis pembe penaltı pençe pençe atmak pencere pencere kanadı pendant penguen penisilin pens pense pentatlon perakende perçem perçinlemek perdahlamak perdahlı perde perende pergel perhiz perhiz yapmak peri perişan perişanlık periskop periyodik permi peron perşembe personel perspektif peruk pervane pervasız pervaz peş peş peşe peşin peşin hüküm peşinde peşinde koşmak peşinde olmak peşinden koşmak peşine düşmek pest pestil petek petrol petrol tankeri pey peygamber peygamberlik etmek peyk peynir peynir gibi peynir kalıbı peyzaj pezevenk piç pigment pigmentasyon pıhtı pıhtılaşmak pijama pikap pike piknik pil pilav pılı pırtı piliç pilot pilot bağı pim pınar pınar başı pineklemek pinti pipo piramit pırasa pire pırıl pırıl pırıldamak pırıldayan pırıltı pirinç pirinç gibi pirinçle kaplamak pirinçten yapılmış pırlanta pirzola pis pis kokulu pisboğaz pisibalığı pişik pısırık pişirmek piskopos piskoposlara ait piskoposluk piskoposluk bölgesi pislik pişman pişman olan kimse pişman olmak pişmanlık pişmek pişmemiş pist piston pisuar pitoresk piyade piyango piyano piyasa piyes piyon pizza pizzacı plaj plak plaka plan plan yapmak plankton planlama planlamak plastik platform platin plato platonik plazma plebisit pleksus plevra pli plise plörezi plutonyum podyum pohpoh pohpohlamak poker polemiğe giren kimse polemik polen poliçe poligami poligon poliklinik polimer polinom polip polis polis hafiyesi politeizm politik politika politikacı polka polka dansı polo Polonya polonya dili pompa pompalamak ponpon popo popüler popülerlik popülist porno pornografi pornografik porselen porsiyon porsuk portakal portakal rengi portatif Portekiz Portekizce portföy portmanto porto şarabı portre posa post posta posta arabası posta kartı posta kutusu posta pulu postacı postane pösteki pot pota potansiyel potasyum potpuri poz poz vermek pozisyon pozitif pragmatik pranga Praseodim pratik prehistorik prens prenses prensip prensipsiz prenslik pres presbitlik prestij prezervatif prim primadonna priz prizma problem problemli profesör profesyonel profesyonellik profil profilaksi program programlama programlamak proje projeksiyon projektör projektor ışığı proletarya proleter prolog propaganda propolis prosedür protein Protestan protestanlık protesto protesto etmek protez protokol proton protoplazma prototip prova prova eden terzi prova etmek provokasyon Prusya Prusyalı pruva psikanaliz psikiyatr psikiyatri psikiyatrik psikolog psikoloji psikolojik psikopat psikoterapi psikoz puan puanlı puding pudra pudraşeker püflemek puhukuşu pul pul pul pulluk puma punto püre puro pürtük pürtüklü pürüz puruzlu pürüzlü pürüzlülük pürüzsüz pus püskül püsküllerle süslemek püskürme püskürmek püskürtmek puslanmak puslu pusu pusula pusuya yatmak put putlaştırmak putperest putperestlik putrel rabıta radar radikal radikalizm radikallik radon radyasyon radyatör radyo radyo istasyonu radyo yayını radyoaktif radyoaktivite radyolog radyoloji radyum raf rafa koymak rafadan rafine rağbet rağbet görmek rağbet görmeyen rağmen rahat rahat bıkarmak rahat etmek rahat rahat rahat vermemek rahatlamak rahatlatmak rahatlık rahatsız rahatsız edici rahatsız etmek rahatsız olmak rahatsızlık rahibe rahim rahip rahip cüppesi rahmet rahvan gitmek rakam raket rakip rakkas rakun ralli rampa randevu rantiye ranza rapor rapor etmek raptiye rasat rasathane rasgele raşitizm rast gelmek rast gitmek rastlamak rastlantı rasyonalizm rasyonel raunt ray rayiç rayiha rayihalı rayon razı razı etmek razı olmak raziyane reaksiyon realist reçel reçete reçine red red cevabı reddedilemez reddetmek reenkarnasyon refah refakat refakat etmek referandum referans refleks reflektör reform reform yapmak reformcu refrakter regülatör rehabilitasyon rehber rehberlik rehin rehinden kurtarma rehinden kurtarmak rehine rehine koymak reis reislik rejim rejisörlük rekabet rekabet etmek reklam reklamını yapmak reklâmını yapmak rekolte rekor rekreasyon rektör rektum rencide etmek rençper rende rendelemek rengârenk rengi atmak rengini açmak renk renk maddesi renk tonu renkkörlüğü renklendirmek renkli renkli kalem renksiz renyum repertuar replik resif resim resim çekmek resim taslağı resim yapmak resimlemek reşit resital resmen resmen ilân etmek resmetmek resmi resmi bildiri resmi elbise resmi göruşme resmi olmayan resmi yürüyüş resmiyet ressam ressamlık restoran restorasyon restore etmek resul ret ret cevabı retina retorik revaç revak reverans reverans yapmak revir revolver revü rey reyhan reyon rezalet reze rezene rezerv rezervasyon rezervasyon yapmak rezerve rezervuar rezil rezil etmek rezillik riayet riayetsiz rica rica ederim rica etmek Riga rıhtım rıhtıma yanaşmak ring ringa risale risk riske girmek riskli ritim ritmik rivayet Riyakâr rıza riziko rizikolu robot rodyum roka roket roket atmak rol rol almak röle rom roma Roma mimarisine ait roman romancı romantik romantizm romantizma romanya romatizma romatizmal romatizmalı Romen Romence römork römorkör Rönesans röntgen röntgen filmi röntgen ışını röportaj röportaj yapmak rota rotasyon rötuş rötuş yapmak rövanş rozet ruble ruh ruh durumu ruh hastası ruh hekimi ruhani ruhanı ruhanilik ruhban sınıfı ruhbilim ruhbilimsel ruhi ruhsal ruhsat ruhsatname ruhsuz ruj rulet rulo Rum rumba rumen rumuz Rus rus salatası rusça rüşt rüşvet rüşvet vermek rüşvetçi rüşvetçilik Rusya rütbe rutenyum rutin rutubet rutubetli rüya rüya gibi rüya gorme rüya görmek ruzgar rüzgâr rüzgâr üstü rüzgârgülü rüzgarlı rüzgârlı sa saadet saat saat rakkası saatçi sabah sabah kahvaltısı sabah vakti sabah yıldızı saban saban izi sabık sabıka sabıkalı sabır sabırlı sabırsız sabırsızlık sabit sabit fikir sabotaj sabote etmek sabretmek sabun sabun gibi sabun köpüğü sabunlamak sabunlu sabunluk sac saç saç boyası saç kurutma makinesi saç lülesi saç örgüsü saç spreyi saç tıraşı saç tuvaleti saçak saçma saçma sapan konuşmak saçma şey saçmak saçmalamak saçmalık sadaka sadakat sadakatsiz sade sadece sadeleşmek sadeleştirmek sadelik sadık sadist sadizm saf şafak şafak sökmek Safari safdil safha safi safir safiyet safkan saflık safra safra koymak safrakesesi safran safsata şaft sağ sağ salim sağa sağanak sağda sağduyulu sağgörülü sağım sağır sağır dilsiz sağırlaşmak sağırlık sağlam sağlam olmayan sağlama sağlamak sağlamlaştırmak sağlamlık sağlayan kimse sağlıga zararlı sağlığa zararlı sağlık sağlıklı sağlıksız sağmak şah saha şahadet şahadetname sahan sahanda yumurta şahane sahanlık şaheser sahi sahici sahiden sahil şahin sahip sahip olmak sahiplik sahipsiz şahıs şahit şahitlik sahmerdan şahmerdan sahne sahne önü sahnelemek sahneye çıkmak sahneye koymak sahra şahsa ait şahsen şahsi şahsi olmayan şahsiyet sahte sahte doktor sahte sofu sahtekâr sahtekar kimse sahtekarlık sahtekârlık saik şair şaka şaka bir yana şaka etmek saka kuşu şaka yapmak şakacı şakacı kimse şakak sakakuşu sakal şakalaşmak şakalı sakallı sakar sakarin sakat sakat etmek sakatat sakatlamak sakatlık şakayık şakımak sakin sakın sakınca sakinleşme sakinleşmek sakinleştirmek sakinlik sakınma sakınmak şakırdamak şakırdatmak sakız sakız gibi sakızkabağı sakızlı şaklaban şaklabanlık saklama şaklama saklamak şaklamak saklambaç saklanmak saklı şakrakkuşu saksağan şakşakçı saksı saksofon Sakson Sakson dili sal şal sal yapmak salâhiyet salak salaklık salam salamura salapurya salata salatalık salatlık salça saldırgan saldırganlık saldırı saldırıp soymak saldırma saldırmak şalgam salgılamak salgılanmak salgın salhane salı salık salık verme salık vermek salınım salınmak salıverme salıvermek salkım sallamak sallanma sallanmak sallanmaya eginik salmak salon şalopa salt saltanat saltanat kayığı saltanat vekili şalter şalvar salya salyangoz saman şaman saman yığını şamandıra Samanyolu samaryum şamata şamatacı şamdan Sami samimi samimiyet samimiyetsiz Şampanya şampanya rengi şampiyon şampiyonluk şampuan samur samuray samyeli şan sanat sanatçı sanatı sanatk sanatkâr sanatkârlık sanatlı sanatoryum sanatsal sanayi sanayici sancak sancı sancımak sancısız sandal sandalye sandığa koymak sandık sandviç sandviç yapmak şangırdamak şangırdatmak şangırtı sani sanı sanık saniye sanki şanlı sanmak sanrı şans sansar sansasyon sansasyon yaratmak Sanskritçe şanslı şanssız şanssızlık sansür sansur memuru sansürcü şantaj şantaj yapmak şantajcı santim santimetre santimetre küp şantör şantöz santral santrifüj şanzıman sap şap sap kerevizi sapa sapan sapıklık şapırdatmak şapırtı şapka sapkalı mantar sapkın saplamak saplanmak saplantı sapma sapmak şapşal saptama saptamak saptırma saptırmak sara saralı şarampol şarap şarapnel sararmak sararmış saray saray mensubu sardalye sardunya sardunya çiçeği sarf sarf etmek sarfınazar sarfiyat sargı sargı bezi sarhoş sarhoş etmek sarhoş olmak sari sarık sarılık sarılmak sarımsak sarınmak sarısabır sarışın şarj etmek sarkaç sarkan şarkı şarkı söyleme şarkı söylemek şarkıcı sarkıntılık etmek sarkıtmak sarkmak şarlatan şarlatanlık sarma sarmak sarmal sarmaşık sarmısak sarnıç sarp sarsak sarsılmak sarsılmaz sarsıntı sarsıntılı sarsma sarsmak şart şartlı şartsız şaşaalı şasi şaşı şaşılacak şaşılık şaşırmak şasırtıcı şaşırtıcı şaşırtıcı şey şaşırtmak şaşkın şaşkına çevirmek şaşkınlık şaşmak şaşmaz şatafat şatafatlı sataşma sataşmak saten sathi satıcı satılık satılmak satım satın alınan şey satın alma satın almak satır satırbaşı satirik satış satış fiyatı satma satmak şato satranç Satürn sauna sav savak savana savaş savaşa ait savaşa özgü savaşçı savaşçı siyaset savaşım savaşma savaşmak savcı savcılık savmak savsak savsaklamak savunan kimse savunma savunmak savunmasız savunucu savunulamaz Şavuot savurgan savurganlık savurmak savuşmak savuşturma savuşturmak savyrganlık saydam saydamlık sayesinde şayet sayfa sayfiye saygı saygı göstermek saygıdeğer saygılı saygın saygınlık saygısız saygısızlık sayı sayı saymak sayı yapma şayia sayıklama sayılabilir sayılmak sayılmaz sayımını yapmak sayın sayısal sayısız sayıya ait sayma saymak sayman saz saz şairi sazan sazlık seans sebat sebatlı şebboy sebebiyet vermek şebeke sebep sebep olma sebep olmak sebepsiz şebnem sebt günü sebze seç seccade seçenek şecere seçici seçilmiş seçim seçim yapmak seçimli seçkin seçme seçmek seçmeler seçmen seda sedef sedef hastalığı sedir sedir ağacı sedye şef sefa şefaatçi sefahat sefalet sefaret sefer seferber seferber etmek seferber olmak seferberlik şeffaf şeffaflık sefih sefil sefil kimse sefir şefkat şefkatli şeftali seğirdim Seher şeher hastalığı şehir şehirli şehit sehpa şehre ait şehriye şehvani şehvet şehvet düşkünlüğü şehvet düşkünü şehvete düşkün şehvetli sek şeker şeker gibi şeker hastalığı şeker hastası şekerci şekerkamışı şekerleme şekerlemek şekerli şekerlik şekil şekil vermek şekilden ibaret şekillendirmek şekilsiz sekiz sekizgen sekizinci şekle ait şekli şeklini çizmek şeklini değiştirmek sekmek sekreter sekreterlik seks seksen seksi seksoloji sekstant seksüel sekte sektirmek sektör sel sel basmak sel gibi şelale şelâle selam selam vermek selamlamak sele selef selenyum selfservis selofan selüloit selüloz selvi sem sema şema semafor semantik semaver semavi sembol sembolik sembolizm sembolü olmak semender semer semeresiz seminer semirtmek semiz semizotu şempanze sempati sempati duymak sempatik sempatizan sempozyum semptom şemsiye semt sen şen sena senarist senaryo Senato senatör sendelemek sendika sene senelik senet senfoni seni senin seninki senkop senkron senkronize etmek şenlik sent sentaks sentetik sentez sepet sepet dolusu sepileme sepsis sepya sera seramik serap serbest serbest bırakma serbest bırakmak serbestçe serbestlik şerbet şerbetçiotu şerç serçe serçeparmak şeref şerefli şerefsiz serenat sergi sergilemek seri seri katil şeriat serin serinkanlı serinkanlılık serinlemek serinletmek serinlik şerit serkeş serlevha sermaye sermayedar sermayeye katmak sermek serpilmek serpinti serpiştirmek serpmek sersem sersemlemiş sersemletmek sersemlik serseri serserice dolaşmak serserilik sert sert amir sert cevap vermek sertleşmek sertleştirmek sertlik serum serüven servet servet sahibi servi servis servis tabağı servis yapmak seryum serzeniş serzeniş etmek ses ses gibi ses kesilmek ses vermek sesbilgisi sesçil seslendirmek sesleniş seslenmek sesli sesli harf sessiz sessiz harf sessizlik set seureltmek şev sevda seve seve sevecen sevecenlik seven seven kimse sevgi sevgi gösteren sevgili sevgilim sevilir sevimli sevimlilik sevimsiz sevinç sevinçli sevindirici sevindirmek sevinme sevinmek seviye sevk şevk sevk etmek sevketmek şevkle şevkli şevli sevmek sevmemek sey şey seyahat seyahat etmek şeyh seyir seyirci seyis seyrek seyrekleşmek seyreklik seyrelmek seyretmek seyrüsefer şeytan şeytan gibi şeytani şeytanî şeytanlık şeytantırnağı seyyah seyyar seyyar satıcı sezaryen sezgi sezgisel sezilebilir sezinlemek seziş şezlong sezmek sezon sezyum sfenks she si şiar sibernetik sibirya sıcak sıcak tutan sıcak tutmak sıcakkanlı sıcaklık sıçan sicil sicim sıçmak sıçra sıçrama sıçramak sıçratmak şiddet şiddetini azaltmak şiddetle şiddetle arzu etmek şiddetlendirmek şiddetlenmek şiddetli sidik sidiktorbası şifa şifa vermek şifahi şifalı sıfat sıfır sifon şifon şifoniyer şifre şifre çözmek şifrelemek sığ sigara sigara içmek sığdırmak siğil sığınacak yer sığınak sığınma sığır sığır eti sığırcık sığırtmaç sığmak sigorta sigorta etmek sigorta ettirmek sigorta poliçesi sıhhat sıhhate yararlı sıhhatli sıhhi sihir sihirbaz sihirbazlık sihirli şiir şiir sanatı şiirsel sik sık şık sık sık gidilen yer sık sık gitmek şikayet şikâyet şikâyet etmek şikâyet sebebi şike sıkı sıkı fıkı sıkı pazarlık etmek sıkıcı sıkılaştırmak sıkılgan sıkılganlık sıkılmak sıkıntı sıkıntı çekmek sıkıntı vermek sıkıntılı sıkıntısız sıkışık sıkışmak sikişmek sıkıştırılmış sıkıştırma sıkıstırmak sıkıştırmak sikke siklet sıklet sıklık şıklık siklon sıkmak sikmek silah silâh silah altına almak silahlandırma silahlandırmak silahlanmak silâhlar silâhlı kimse silahlı kuvvetler silahsızlandırmak silahsızlanma silahsızlanmak silâhşör silecek şilep silgi sili silik silikat silikon şilin silindir silindirik silinmek silinmez siliş silkelemek silkinmek silkip atmak silkme silkmek silme silmek silo silsile şilte siluet sima şımarık şımarmak şımartmak şimdi şimdiden şimdiki şimdiki halde şimdiki zaman şimdilik şimdiye kadar simetri simetrik simetrisizlik simge simge cinsinden simgelemek simgesel şimşek sımsıkı şimşir simya sin sinagog sınai sınamak sınav sincap Sinderella sindirim sindirmek sine sinek sinema sinema salonu sinema yıldızı şıngırdamak şıngırtı sini sınıf sınıfında sınıflama sınıflama yapmak sınıflamak sınıflandırmak sinir sınır sınır dışı etmek sinir sistemi sinirbilim sınırı aşmak sinirine dokunmak sınırlama sınırlamak sinirlendirici sinirlendirmek sinirli sınırlı sinirlilik sinirotu sinirsel sınırsız sinmek sinsi sinsi kimse sinsilik sinüs sinüzit sinyal sipariş sipariş etmek sipariş vermek siper sir sır sır saklayan sıra sıra ile sıraca sıradan sıralamak sırasında sırayla sırdaş siren sırf sırık şırıldamak sırılsıklam etmek şırıltı sırımla bağlamak şirin şırınga şırınga etmek sirk sirke şirket sirkülasyon sırlamak sırnaşık siroz şirret şirret kadın sırri sırrı ifşa sırt sırt ağrısı sırt çantası sırt çevirmek sırtlan sis şiş sis perdesi sısaklık şişe şişirmek sıska şişkebabı şişkinlik sislenmek sisli şişlik şişman şişmanlamak şişmanlatmak şişmanlık şişmek sismik sismograf sismoloji sistem sistematik sistemleştirmek sistemli site sitem sitem etmek sıtma sıva sıva ile süslemek sıvacı sıvamak şive sıvı sıvı yağ sivil sivil kimse sivilce sıvışmak sivri sivri sakal sivri uç sivri uçlu sivrilik sivrilmek sivriltmek sivrisinek siyah siyahlık siyasal siyaset siyasetçi siyasi siyatik sıyırmak sıyrık sıyrılma sıyrılmak siz sızdırmak sızı sizin sizinki sızıntı sızlama sızlamak sızlanmak sızmak şizofren şizofreni skandal skandiyum skeç skleroz skorbord skrotum slalom slayt slogan Slovak Slovakyalı Slovenyalı smokin şnitzel soba soda sodyum sofa şofben sofra sofra bezi soğan soğuk soğuk algınlığı soğukkanlı soğukkanlılık soğukluk soğumak soğurmak söğüt soğutmak soğyk almak sohbet sohbet etmek şöhret şöhretli şok sokak sokak çocuğu sokak serserisi sokmak sökmek sokulgan sokulmak sökülmek sökün etmek sokuşturmak sol sola solak solaryum solcu solda soldan soldurmak şölen solgun solgunluk solmak solo solucan soluk soluk alıp verme soluk almak solumak solungaç solunğak solunum solunumu som som balığı sombalığı sömestr şömine somon somun sömürge sömürgeci sömürgecilik sömürgeleştirmek sömürgre sömürmek somurtkan somurtmak sömürü somut son son derece son vermek son zamanlarda sona erdirme sona ermek sonat sonbahar sonda sonda ile yoklamak sondaj yapmak sondalamak söndürmek sone sonek sönme sönmek sönmüş Sonra sonra gelen sonradan sonradan görme sonraki sonraya bırakmak sonsöz sonsuz sonsuza dek sonsuzluk sonuç sonuç olarak sonuçlandırmak sonucunda sönük sonuncu sonunda sopa sopa ile dövmek soprano sör sorgu sorguç sorgulamak sorguya çekmek sormak şort soru sorum sorumlu sorumluluk sorumsuz sorun sorunlu soruşturma soruşturmak sos şose sosis sosyal sosyalist sosyalizm sosyalleştirmek sosyete sosyetik sosyolog sosyoloji sosyolojik şov şövalye şövalyelik şoven şovenizm sövgü sövmek sovyet sovyetler birliği soy soya soyaçekim soyadı soyağacı soydan soygucu soygun soygunculuk soykırım şöyle şöyle böyle söyleme söylemek söyleniş söylenme söylenmek söylenmemiş söylenmez söylenti söyleşmek söyletmek söylev söylev vermek soylu soyluluk soymak soysuzlaşma soysuzlaşmış soytarı soyu tükenmek soyulmak soyunma odası soyunmak soyut soyutlamak söz söz almak söz dinlemek söz dinler söz dinleyen söz etmek söz götürmez söz söyleme söz verme söz vermek sözcü sözcük sözcükbilim sözde sözdizim sözdizimi sözdizimsel sözgelimi sözgelişi sözlendirmek sözleşme sözleşmek sözlü sözlük sözlükçü sözlükçülük sözün sözünü kesmek Sözünü tutmamak spageti spagetti spatula spazm spekülasyon spekülatör spell sperm sperma spiker spiral spontane spor spor salonu sporcu sportif sportmen sprey stadyum staj stamen standart standartlaştırmak starter stat statik stenıgrafi steno stenografi step stepne stereo stereotip steril sterilizasyon sterilize etmek sterlin stetoskop stil stilist stok stok etmek stok yapmak stop strateji stratejik stratejist stratosfer striptiz stüdyo su şu su almak şu anda su bardağı su baskını su basmak su çulluğu su deposu su geçirmez su götürmez şu halde su mermeri su perisi su samuru su vermek su yüzüne çıkmak sual sual etmek suaygırı şubat subay şube sübjektif sübvanse etmek sübvansiyon suç suçiçeğı suçlama suclamak suçlamak suçlamalardan suçlu suçluluk suçortağı suçortaklığı suçsuz suçsuz çıkarmak suçsuzluk sucuk suçulluğu suda boğmak suda boğulmak sudan suet süet sugeçirmez suiistimal suiistimal etmek suikast suikastçı süit sukabağı sukemeri şükran şükranla tanımak şükretmek sükse sükun sukunet sükûnet şükür sükut sulak sülale sülâle sulama sulamak sulandırmak sülfat sülfür sülfürik sultan sultani sulu sulu çamur sulu kar suluboya sülük sülün sumak sümbül sümkürmek sümük sümüklü sümüklüböcek sümüksü suna sunak sundurma sünger sünger gibi süngersi süngü süngülemek suni sunma sunmak sünnet sunu supap süper süper market süpersonik şüphe şüphe eden şüphe etmek şüpheci şüphecilik şüphelenilmeyen şüphelenmek şüpheli şüphesiz süprüntu süprüntü süpürge süpürgelik süpürmek supya sur şura şurada sürahi surat sürat surat asmak süratle süratlendirmek süratli suratsız sürçme sürçmek sürdürmek süre süreç süreduran sürek surekli sürekli süreklilik süreksiz süreli süreli yayınlar süresince suret sürgü sürgülemek sürgün sürgün etmek sürgüne göndermek suriye sürme sürmek sürpriz sürtme sürtmek sürtük sürtünme sürtünmek sürtüşmek sürü sürücü sürükleme sürüklemek sürüklenmek sürükleyici sürülme sürülüp ekilebilir sürümek sürünceme sürüncemede bırakmak sürüncemede kalmak sürüngen sürünmek şurup sürüş süs susamak susamış susamuru suskun süsleme süslemeci süslemek süsleyici süslü susmak süspansiyon susturmak susturucu susuz susuzluk süt şut süt kabı sütanne sütçü süte ait süthane sütlü sütnine sutopu süttozu sütun sutyen suudi arabistan şuur şuuraltı şuurlu şuursuz süvari süvari alayı süveter suya suya ait suya bastırmak suya daldırmak suya düşmek suya indirme suyılanı suyosunu süzgeç süzmek süzülme süzülmek ta ta baştan beri taahhüt taahhüt etmek taarruz taarruz etmek tabak tabaka tabaklanmış deri taban tabanca tabela tabi tabi olmak tabi tutmak tabiat tabii tabip tabir tabla tablet tablo tabu tabur tabure tabut tabya taç tacir taciz taciz etmek tâciz etmek taçyaprağı tadı güzel tadilat tadım tadına bakmak tagtakurusu tahammül tahammül edilebilir tahammül etmek tahammüllü tahammülsüz tahammür etmek tahdit tahdit etmek tahıl tahıl tanesi tahkikat tahkim tahkir etmek tahlil tahlil etmek tahlilci tahlili tahliye tahliye etmek tahmin tahmin etmek tahminen tahmini tahri tahribat tahrif tahrif etmek tahrifat tahrik tahrik edici tahrik etmek tahrip tahrip etmek tahripkar tahriş tahriş etmek tahsil tahsil görmek tahsildar tahsilli tahsilsiz tahsis tahsis etmek tahsisat taht tahta tahta döşemek tahta kaplamak tahta perde tahtadan yapılmış tahterevalli tahttan indirmek tahvil tahvil etmek tak takaddüm etmek takas takat takatini kesmek takdim takdim etmek takdir takdir etmek takdire lâyık takdis takdis etmek takı takibat takılmak takım takımada takımadalar takımyıldız takip takip eden takip etmek takipçi takırdamak takırdatmak takırtı takke taklit taklit eden taklit etme taklit etmek taklit şey taklitçi takma ad takmak takoz takriben takribi takrir taksi taksi ile gitmek taksi şoförü taksim taksim etmek taksimi mümkün taksit taktik taktir etmek takunya takva ehli takvim takviye takviye etmek talâk talan talan etmek talaş talebe talep talep etmek tali talih talihine talihli talihsiz talihsizlik talılıkla talim talim etmek talimat talimat vermek talip talip olmak talk pudrası tam tam sayı tam tamına tam vaktinde tam zamanında tamah tamahkâr tamam tamamen tamamlama tamamlamak tamamlanmamış tamamlanmış tamamlayıcı tamamlık tamir tamir etmek tamirat tamirci tampon tamsayı tamu tan tane tanecik tanelemek tango tanı tanıdık tanık tanık olmak tanıklık tanıklık etmek tanım tanıma tanımadık tanımak tanımlama tanımlamak tanımlayıcı tanınan tanınmış tanışmak tanıştırma tanıtma tanıtmak tank tanker Tanrı tanrıbilim tanrıça tanrılaştırma tanrılaştırmak tanrısal tanrısız tanrıtanımaz tanrıtanımazlık tansiyon tantana tantanalı tanzim tanzim etmek tapınak tapınmak tapma tapmak tapon tapu taraça taraf taraf tutan tarafgirlik tarafını tutma tarafsız tarafsızlık taraftar taraftar olma taraftarlık tarak taraklamak tarama taranmak taranmamış tarçın tarh tarhetmek tarif tarif etmek tarife tarifsiz tarih tarih atmak tarih hatası tarih koymak tarihçi tarihe geçmiş tarihi tarihöncesi tarihsel tarik tarikat tarikatçılık tarım tarla tarlakuşu tartışılabilir tartışma tartışmak tartışmalı tartmak tarz tarzda tarziye tas taş taş ocağı taş yürekli tasa taşa tutmak taşak tasalanmak taşan tasar tasarı tasarlama tasarlamak tasarmcı tasarruf tasarruf etmek tasasız tasavvuf tasavvur tasavvur etmek taşçı tasdik tasdik edilen tasdik etmek tasfiye tasfiye etmek tashih tashih etmek taşıma taşımak taşınabilir taşınır taşınmak taşınmaz taşırmak taşıt taşıyıcı taşkın taşkınlık taşkömürü taşküre taslak taslamak taşlamak taşlı tasma taşma taşmak tasnif tasnif etmek taşocağı taşra tasvip tasvip etmek tasvir tasvir etmek tasviri taşyürekli tat tat veren şey tatbik tatbik etmek tatbiki tatil tatil etmek tatil olmak tatil vakti tatlı tatlı kaşığı tatlı şey tatlı söz tatlı su tatlı tatlı tatlılaştırmak tatlılık tatmak tatmin tatmin edici tatmin etmek tatsız tava tavan tavan arası tavır taviz tavlamak Tavşan tavşan yavrusu tavsiye tavsiye etmek tavuk tavuskuşu tay taydaş tayf tayfa tayfun tayi tayin tayin edilme tayin etmek tayyareci taze tazelemek tazeleştirmek tazelik tazı tazim taziye tazmin tazmin etmek tazminat tazyik te tebaa tebdili kıyafet teber teberru tebeşir tebessüm tebessüm etmek tebliğ tebrik tebrik etmek tebriye etmek tecavüz tecavüz etmek teçhiz etmek teçhizat tecil tecil etmek tecrit tecrit etmek tecrübe tecrübe etmek tecrubeli tecrübeli tecrübesiz tecrübesizlik tedarik tedarik etmek tedavi tedavi edici tedavi etmek tedavül tedbir tedbirli tedbirsiz tedhişçi tedirgin tedirgin etmek tedirginlik tediye tedrici teessüf etmek tef tefeci tefecilik tefekkür tefrik tefrik etmek tefsir tefsir etmek teftiş teftiş etmek teğet teğmen tehdit tehdit eden tehdit etmek tehir tehir etmek tehlike tehlikeli tehlikesiz tehlikeye atılmak tek tek başına tek gözlü tek gözlük tek heceli tek hücreli tek makas tek tek tek yanlı tekamül tekâmül tekdüze teke tekel tekelci tekerki tekerklik tekerlek tekerlek izi tekerlek parmağı tekerrür tekil tekir tekke teklemek teklif teklif etme teklif etmek teklifsiz teklifsizlik tekme tekme atmak tekmelemek tekne teknik teknik okul teknisyen teknoloji teknolojik tekrar tekrar etmek tekrar inşa tekrar kapatmak tekrar kavuşma tekrar tekrar tekrar vuku bulan tekrarlama tekrarlamak tekrarlayan teksir teksir etmek tekstil tekzip tekzip etmek tel tel şehriye tel tel telaffuz telaffuz etmek telafi telafi etmek telâfi etmek telas telaş telâş etmek telaşa düşürmek telaşlandırmak telaşlanmak telaşlı telâşlı telaşsız telden yapılmış telef telef olmak telefon telefon etmek telefon numarası telefonla aramak telek teleks telemetre telepati teleskop televizyon televizyon dizisi telgraf telgraf çekmek telif telif hakkı telkin telkin etmek tellür telsiz telve temas temas etmek temayul temayül tembel tembellik tembih tembih etmek temel temel düşünce temelli temelsiz temenna temenni temettü temin temin etmek teminat temiz temiz giyimli temiz kalpli temize çekmek temize çıkarmak temizleme temizlemek temizlenme temizlenmek temizleyici temizlik temkin temkinli Temmuz tempo tempo tutmak temsil temsil eden temsil etmek temsilci temsilciler heyeti temsilcilik temsili temyiz temyiz etmek ten tencere tendon teneffüs teneffüs etmek teneke tenha tenis tenis kortu tenkit tenkit etmek tenkitçi tenor tensel tensip tente tentür tenya tenzil etmek tenzilat teokrasi teorem teori teorik tepe tepecik tepeden bakma tepeden bakmak tepegöz tepelemek tepinmek tepki tepki göstermek tepkime tepkisel tepmek tepsi ter ter dökmek ter gibi terakki terapi teras terazi terazi burcu terazi gözü terbiye terbiye etmek terbiyeci terbiyeli terbiyesiz terbiyum tercih tercih etmek tercihli tercüman tercüme tercüme etmek tereddü tereddüt tereddüt etmek tereddütlü tereke tereyağı tereyağı gibi tereyağlı terfi terfi etmek terfi ettirmek terhis terim terk terk edilmiş terk etmek terke terkedilmiş terketmek terkip terlemek terlemiş terli terlik termal termik terminal terminoloji termodinamik termometre termos termostat terörist terörizm ters ters cevap ters çevrilemez ters taraf tersane tersine tersine çevirme tersine çevirmek terslemek terslik tertemiz tertibat tertip tertip etmek tertiplemek tertipli Terzi tesadüf tesadüf etmek tesadüfen tesadüfen olan tesadüfi tesadüfli tesanüt teşbih tescil tescil etmek teşebbüs teşebbüs etmek teşebbüş etmek teşekkül teşekkür teşekkür ederim teşekkür etmek teselli teselli bulmak teselli edilemez teselli etmek teselli kabul etmez teşhir teşhir etmek teşhis teşhis etmek tesir tesir edic tesir etmek tesirli tesis tesis etmek tesisat teşkil teşkil etmek teşkilat teskin teskin edici teskin etmek teslim teslim etmek teslim olma teslim olmak tespih tespit tespit etmek teşrifatçı teşrih etmek test testere testi testis teşvik teşvik etmek tesviye tesviye etmek tesviyeci tetanos tetik tetikte tetikte olan tetikte olma tetikte olmak tetkik tetkik etmek tetkik memuru tevazu tevekkül tevkif tevkif etmek tevzi tevzi etmek teyellemek teyit teyp teyze tez tezahür tezahürat tezat tezek tezgâh tezgâhlamak tezgâhtar tezkere through tıbbi ticaret ticaret merkezi ticaret yapmak ticarethane ticari tifo tiftik tığ tik tıka basa doymuş tıkaç tıkama tıkamak tıkanıklık tıkanmak tıkınmak tıkırdamak tıkırdatmak tıkırdayan tıkırtı tıkıştırmak tıkız tıklamak tıklım tıklım dolu tıkmak tıknaz tiksinç tiksindirici tiksindirmek tiksinme tiksinmek tiksinti tilki tilki gibi tılsım tim tımar tımar etmek tımarhane timsah timsal tin tınaz tıngırdatmak tıngırtı tinsel tinselcilik tip tıp tıpa tipi tipik tıpış tıpış yürümek tıpkı tir tit titremek tırabzan tirad tiraj tiran tıraş tıraş bıçağı tıraş makinesi tıraş olmak tıraşlı tıraşsız tirbuşon tire tırıs tırmalamak tırmanmak tırmık tırmıklamak tırnak tırnak işareti tiroit tırpan tırtıl tiryaki tıslamak titanyum titiz titrek titrek kavak titreme titremek titreşim titreşmek titretmek tiyatro tiyatro eseri tiyatro sanatı tiyatroya ait tiz tiz sesli to to ile toggl töhmet tohum tohumluk tok toka tokat tökezlemek tokmak toksik toksikoloji toksin tokuşmak tolerans toleranslı tolga tomar tombala tombul tomruk tomurcuk tomurcuklanma ton tonaj tonbalığı tonilato tonoz top top ateşi top kızağı top nişancısı topaç topak topal topal etmek topalak topallama topallamak topallık toparlak toparlamak toparlanmak topaz topçu topçu eri topçu sınıfı toplam toplama toplamak toplanma toplanmak toplantı toplardamar toplatmak toplayıcı toplu topluiğne topluigne başı topluluk toplum toplumbilim toplumbilimci toplumcu toplummsal yaşam toplumsal topografya topra toprak toprak hattı toprak kayması toprak sahibi toprak yığını toptan toptan satılan toptancı topuk topuz topyekûn toraks torba torbaya koymak tören törensel töresiz torik torna torna tezgâhı tornacı torpido torpil törpü törpülemek tortu torun toryum tos vurmak tosbağa toslamak tost tosun totaliter totem tövbe tövbekar toy toynak toz töz toz almak toz bezi toz serpmek tozlanmak tozlu trafik trafik işareti trafik sıkışıklığı trajedi trajik traktör trampa trampa etmek trampet trampetçi tramplen tramvay tramvay arabası trans transfer transfer etmek transformatör transistor transit transmisyon trapez travers travma trdfik ışıkları tren trençkot treyler tribün trigonometri triko trikotaj trilyon trio trol teknesi troleybüs trombon tromboz trombüs trompet trompetçi tropikal Truva tsunami tü tüccar tufan tüfek sesi tüfek tetiği tuğamiral tugay tuğgeneral tuğla tuhaf tuhaf kimse tuhaf şey tuhafiye tuhaflık tükenmek tükenmez tüketici tüketim tüketmek tükürmek tükürük tül tulum tulumba tulumba ile çekmek tülyum tüm tümamiral tümce tümdengelimli tümen tümleç tümör tümsek tümsek yer tümsekli tumturaklı tümüyle tunç tundra tünek tünel tungsten Tunus tüp tur tür turba türban türbe türbin türeme türemek türetme türev turfanda turist turizm Türk türki türkiye Türkmen türkmenistan türlü türlü türlü turna turnabalığı turne turnike turnusol turnuva turnuvaya katılmak turp turşu turşu kurmak turta turuncu tuş tutam tutamaç tutamak tutamamak tutan şey tutanak tutar tutarlı tutarlılık tutarsız tutarsızlık tüten tutkal tutku tutkulu tutma tutmak tütmek tutsak tutsaklık tütsü tütsülemek tutturmak tutucu tutucu kimse tutuculuk tutuk tutuklama tutuklamak tutuklu tutukluk tutulma tutulmak tutulmayan tutulmuş tutum tutumlu tutumsuz tutun tütün tütün çiğnemek tutunmak tutuş tutuşmak tutuşmuş tutuşturmak tuval tuvalet tuvalet kâğıdı tuvalet masası tüvit tüy tüy gibi tuy gibi yumuşak tüyler ürpertici tüylü tüysüz tüysüz şeftali tuz tuz ekmek tuzağa düşürmek tuzak tuzlamak tuzlu tuzluk tuzruhu tuzsuz tüzük uç üç üç ayda bir üç defa üç kat üç kere üç köşeli üç misli üç nokta üç yüz uçak uçak gemisi uçak postası uçan hafif bulut üçboyutlu üçgen üçIü üçkâgıtçı üçlü üçlü takım uçmak ücra ücret ücret vermek ücretli ücretsiz uçsuz uçsuz bucaksız uçtaki üçte bir ucube uçucu uçuk üçüncü üçüncül uçurmak uçurtma uçurum uçuş uçuş kartı uçuşmak ucuz ucuzluk ufacık ufak ufak balta ufak çocuk ufak çukur ufak tefek ufak tefek şeyler ufaklık ufalamak ufalanmak ufki üflemek ufuk üfürmek uğramak uğraş uğraşı uğraşmak uğruna uğuldamak uğuldayan uğultu uğur uğurlamak uğurlu uğursuz ukala Ukrayna ulaç ulak ulaşılamaz ulaşılmaz ulaşım ulaşma ulaşmak ulaştırma ulaştırmak üleşitmek ülke ülkü ülkücü ülser ültimatom ültrason ültraviyole ulu ululuk ulumak ulus ulusal ulusçuluk uluslararası umacı ümidi boşa çıkma ümit ümit edilen ümit etmek ümitlenmek ümitsiz ümitsizlik ummak umman umudunu kesmek umulmadık umumi umursamak umursamaz umursamazlık umut umut etmek umutlanmak umutsuz umutsuzluk un ün un serpmek üniforma ünite üniversite ünlem ünlü unsuitabl unsur ünsüz unutkan unutkanlık unutmabeni unutmak unutmaz unutulma unutulmaz unvan ünvan ünvan vermek ur uranüs uranyum Ürdün üre üreme üremek üremi üreteç üretici üretim üretken üretmek ürkek ürkme ürkmek ürkmüş ürkütmek ürkütücü ürolog üroloji ürperme ürpermek ürperti ürtüker ürümek ürün üryan us üs uşak usanç usanç vermek usandırmak usanmak usare usçuluk üşenmek uskumru uskur uslamlamak uslu uslu uslu uslup üslup üslupçu ussal üst üst çene üst üste usta ustabaşı ustalık ustalıklı üstat üstelemek üstelik üstesinden gelmek üstlenmek üstteki üstü başı dökülen üstü kapalı balkon üstü kapalı söz üstün üstün gelmek üstün olmak üstün yatanekli üstünde üstüne üstüne almak üstüne varmak üstüne yazmak üstünkörü üstünlük üstüpü ustura üstyapı usul usule aykırı usulsüz üşüme üşümek üşümüş üşüşmek üşütücü utanç utanç verici utandırıcı utandırmak utangaç utanmak utanmaz utanmazlık Ütopya ütü ütülemek uvertür üvey ana üvey anne üvey baba üvey kız üvey oğul üvez uyak uyandırmak uyanık uyanıklık uyanma uyanmak uyaran uyarı uyarıcı uyarınca uyarlamak uyarma uyarmak uydu uydurma uydurmak üye üyelik uyg uygar uygarlık uygulama uygulamak uygulamalı uygulanabilir uygun uygun bulma uygun olmak uygun olmayan uygunluk uygunsuz uygunsuzluk uyku uyku basmış uyku getiren uyku hali uyku hapı uyku tulumu uyku vermek uykucu uykuda olan uykulu uykusu gelmiş uykusunu almak uykusuz uykusuzluk uykuya dalmak uyluk uymak uyruk uyrukluk uysal uysallık uyu uyuklama uyuklamal uyum uyum sağlamak uyumak uyumlu uyumsuz uyumsuzluk uyurgezer uyurgezerlik uyuşmak uyuşmaz uyuşmazlık uyuşmuş uyuşturmak uyuşturucu uyuşturucu madde uyuşuk uyuşukluk uyuşukluk verici uyutmak uyuyan uyuz uzak uzak duran uzakdoğu uzaklaşma uzaklaşmak uzaklaştırmak uzaklık uzakta uzamak uzamış uzamsal uzanma uzanmak uzantı uzatma uzatmak uzay uzaysal üzengi üzer üzere üzerinde üzerine üzerine koyma üzerine koymak üzgü üzgün uzlaşma uzlaşmak uzlaşmaz uzlaşmazlık uzlaştırılamaz uzlaştırma uzlaştırmak uzman uzmanlı uzmanlık üzmek üzücü üzülmek üzüm üzüm bağı uzun uzun boylu uzun boylu ve zayıf uzun mesafe koşusu uzun ömürlü uzun süren uzun uzun uzun vadeli uzun ve dar parça uzunca uzunl uzunlamasına uzunluğuna uzunluk üzuntü üzüntü üzüntü vermek üzüntülü uzuv vaat vaat etmek vaaz vaaz etmek vaaz vermek vade vadeli vadi Vaduz vaftiz vaftiz babası vaftiz etmek vaftiz kurnası vagon vagon restoran vaha vahim Vahiy vahşet vahşi vahşi kimse vahşilik vaiz vaız vajina vajinal vak vaka vakarlı vakfetmek vakıf vakit vakit kaybetmek vakitli vakitsiz vaktinde vaktiyle vakum vakur vale valf vali valide valilik valiz Valon vals vampir vana vandalizm vanilya vantilatör vantuz Vanuatu vapur vapura var var gücüyle var olmak var oluş vardiya varidat varil varış varisi olmayan varlık varlıklı varlıksız varmak varoluş varoluşçuluk varoş varsayım varsaymak varyasyon varyete vaşak vasal vasat vasati vasi vâsi vasıf vasıfı vasilik vasistas vasıta vasıta olan vasiyet vasiyet etmek vasiyetname vat vatan vatan hasreti vatandaş vatandaslarla ilgili vatandaşlık vatansever Vatikan vatka vaz geçmek vazelin va'zetme vazgeçirmek vazgeçmek vazgeçmez vazife vazifeli vazifeye ait vazıh vaziyet vaziyet alış vazo ve ve benzeri veba veçhi vecize veda veda etme veda etmek vedalaşmak vefa vefakâr vefalı vefasız vefasızlık vefat vefat etmek vehim vejetaryen vejetaryenlik vejeteryan vekalet vekâlet vekil vekil tayin etmek velayet veli velinimet velvele velveleli Venedik ventil Venüs vera veranda veraset verecek verecekli verev vergi vergi mükellefi vergilendirme vergili veri verici veriler bazı verim verimli verimlilik verimsiz verme vermek vernik verniklemek versiyon vesaire vesayet vesika vesile vestiyer vesvese vesveseli veter veteriner vetire veto veya vezin vezinsiz şiir vezir vezne veznedar vibratör vicdan vicdan azabı vicdan sahibi vicdanlı vicdansız vida vidalamak videokaset Vietnam Viking vilayet villa Vilnius vinç vinç ile kaldırmak vınlamak viraj virane viranlık virgül virtüoz virüs virüslü viski viskoz vişne vitamin vites vites kutusu vitray vitrin viyadük vıyaklamak Viyana viyola viyolonist viyolonsel vize vızıldamak vızıltı vizite vizon vokal voleybol voleybolcu volkan volkanbilim volkanik volkanik karataş volt voltaj voltmetre votka vücut vurdumduymaz vurgu vurgulamak vurgulu vurgunculuk vurgusuz vurma vurmak vurucu vuruş vuruşmak vuzuh Washington with ile uymak X ışını y ya yaban yaban kedisi yaban mersini yabanarısı yabancı yabancı uyruklu yabancılaştırmak yabandomuzu yabangülü yabani yabani domuz yabani ot yabani tavşan yabanıl yabanilik yabanturpu yadigâr yadsımak yadsınabilir yadsınmaz yafta yağ yağ sürme yağ sürmek yağcılık yağdırmak yağış yağış miktarı yağışlı yağız yağlamak yağlı yağlıboya yağlılık yağma yağma etmek yağmacı yağmacılık yağmak yağmalamak yağmur yağmur yağmak yağmurlu yağmurluk yağmursuz yağsız yahni yahu Yahudi yahut Yak yaka yaka takmak yakacak yakalama yakalamak yakan kimse yakarış yakarmak yakasına yapışmak yakı yakı yapıştırmak yakıcı yakın yakın dost yakın zamanlarda yakında yakında çıkacak yakında olmuş yakından yakınında yakınından yakınlarda yakınlaşmak yakınlık yakınlık duymak yakınmak yakıp yok etmek yakışık alır yakışık almayan yakışıklı yakışıksız yakışmak yakıştırmak yakıt yaklaşık yaklaşık olarak yaklaşım yaklaşma yaklaşmak yaklaştırmak yakmak Yakut yalak yalama yalama olmak yalamak yalan yalan atmak yalan söyleme yalan söylemek yalancı yalancı çıkarmak yalancı kimse yalancı tanıklık yalancılık yalancy yalandan yalandan yapmak yalanlama yalanlamak yalaz yaldızlamak yalı yalıçapkını yalım yalın yalınayak yalıtkan yalıtmak yalnız yalnızlık yalpa yalpa vurmak yalpalamak yaltak yaltaklanmak yaltaklık yalvarış yalvarma yalvarmak yama yamaç yamak yamalı yamamak yaman yamuk yan yan ürün yan yana yan yana koymak yana yatmak yanak yanar yanardağ yanardağ gibi yanardöner yanaşmak yandan yandaş yangın yangın merdiveni yangın söndürücü yani yanı başında yanık yanık izi yanık yeri yanılabilir yanılgı yanılmak yanılmaz yanıltmaca yanıltmak yanına yanında yanında olmak yanından yanıt yanıtlama yanıtlamak yankesici yankı yankılama yankılanmak yanlı yanlış yanlış a yanlış basmak yanlış hüküm vermek yanlışık yanlışlık yanlışlıkla yanma yanmak yanmakta yanmaz yansı yansıtıcı yansıtmak yansız yansızlık yapağı yapamaz yapan yapar gibi görünmek yapay yapı yapı iskelesi yapı ustası yapıcı yapılış yapım yapımcı yapış yapış yapısal yapışık yapışkan yapışmak yapıştıran kimse yapıştırıcı yapıştırmak yapıt yapma yapmacık yapmacıklı yapmak yaprak yaprak döken yapraklar yar yâr yara yara lapası yaradan yaradılış yaralamak yaralanmak yaralı yaramak yaramaz yaramaz kimse yaramazlık yaramazlık yapmak yarar yararlanmak yararlı yararlı olmak yararlık yararsız yarasa yaratıcı yaratıcılık yaratık yaratılış yaratma yaratmak yarda yardakçı yardım yardım etmek yardımcı yardımsever yardımseverlik yargı yargıç yargılamak yarı yarı final yarı finalist yarı gölge yarı yarıya yarıçap yarıda bırakmak yarık yarıküre yarım yarım saat yarım yamalak yarımada yarımay yarımküre yarın yarış yarış etmek yarışçı yarışma yarışmacı yarışmak yarıyıl yarma yarmak yas yaş yaş günü yasa yasadışı yasak yasak etme yasak etmek yasaklamak yasal yasallaştırmak yasallık yaşam yasama yaşama yasamak yaşamak yaşamöyküsü yaşamsal yaşanştı yaşantı yaşatma yaşatmak yasaya aykırı yaşayabilecek yaşayabilir yaşayan yasemin yaşını basını almış yaslamak yaslanmak yaşlı yaşlı adam yaşlılık yaşlnamak yassı yastık yastık kılıfı yat yatağa düşmek yatak yatak arkadaşı yatak lâzımlığı yatak odası yatak örtüsü yatakhane yataklı vagon yataklık etmek yatakta yatay yatı yatılı okul yatırım yatırım yapmak yatırımcı yatırmak yatış yatışma yatışmak yatıştırıcı yatıştırmak yatkın yatma yatmak yavan yavan söz yavaş yavaş yavaş yavaşça yavaşlamak yavaşlatmak yaver yavru kedi yay yay burcu yay gibi yaya yaya gitmek yaya kaldırmı yaya yolu yayan yaygara yaygaracı yaygın yaygınlaşmak yaygınlık yayık yayılan yayılma yayılmak yayım yayımlamak yayın yayın balığı yayınevi yayınlamak yayla yaylanma yaylı yaylım ateş yaylım ateşi yayma yaymak yayvan yaz yazar yazarlık yazdırmak yazgı yazı yazı masası yazı tura yazıcı yazıhane yazık yazılı yazılış yazılış tarzı yazılmak yazım yazınsal yazısız yazışma yazışmak yazıt yazlık yazma yazmak yazman yedek yedek lastik yedek parça yedi yedide bir yedigen yedinci yedirmek yegane yeğlemek yeis yeknesak yekpare yekûn yel yel değirmeni yele yelek yelken yelken bezi yelkenli yelkenli gemi yelkovan yelpaze yeltenmek yelve yem yem vermek yeme yemek yemek borusu yemek kitabı yemek listesi yemek pişirmek yemek tarifi yemek yemek yemekhane yemeklik yemin yemin etmek yemiş yemleme yemlemek yemlik yen yenebilir yenge yengeç yengeç burcu yengeç dönencesi yeni yeni baştan yeni çıkmış yeni ufuklar açan yeni yıl Yeni Zelanda yeniay yeniçeri yeniden yeniden a yeniden canlandırmak yeniden canlanma yeniden dökmek yeniden incelemek yeniden kazanmak yeniden nüksetmek yenik yenilebilir yenileme yenilemek yenilemez yenilenme yenileştirmek yenilgi yenilik yenilik yapmak yenilikçi yenilikçilik yenilmek yenilmez yenir yeniyetme yenmek yepyeni yer yer almak yer ayırma yer ayırtmak yer değıştirmek yer sarsıntısı yer solucanı yer tutmak yer vermek yer yatağı yer yer yeraltı yeraltı geçidi yerbilim yerel yerfıstığı yergi yeri yeri doldurulamaz yerin kulağı var yerinde yerinde duramamak yerinden çıkarmak yerinden oynatmak yerine yerine geçmek yerine getirme yerine getirmek yerine koymak yerini alma yerini almak yerini tutan yerini tutmak yerküre yerlesim yerleşme yerleşmek yerleşmiş yerleştirme yerleştirmek yerli yermantarı yermek yersarsıntısı yersiz yeryuvarlağı yeryüzü yeşil yeşil salata yeşillik yeşim yetenek yetenekli yetenekli kimseler yeteneksiz yeter yeteri kadar yeterince yeterli yeterli olmayış yeterlik yeterlilik yetersiz yetersizlik Yeti yetim yetimhane yetişkin yetişme yetişmek yetişmiş yetiştirme yetiştirmek yetki yetki sahibi yetkili yetkin yetkinlik yetkisiz yetkisizlik yetmek yetmiş yetmişinci yevmiye yevmiye defteri yığılmak yığın yığışmak yiğit yiğitlik yığma yığmak yıkama yıkamak yıkanma yıkanmak yıkıcı yıkık yıkılış yıkılmak yıkılmak üzere yıkılmaz yıkım yıkıntı yıkmak yıl yıl dönümü yılan yılan balığı yılanın zehirli dişi yılankavi yılbaşı yılda bir olan yıldan yıla yıldırım yıldırım telgrafı yıldırmak yıldız yıldız falcılığı yıldız şekli yıldızçiçeği yıldızlı yıldönümü yılgı yılgın yılışık yılkı atı yıllanma yıllar süren yıllık yılmak yılmaz yine yine de yineleme yinelemek yıpranma yıpranmak yıpranmış yıpratıcı yıpratmak yirmi yirmi dört saat yirminci yırtıcı yırtıcı hayvan yırtık yırtılmak yırtınmak yırtmak yitirmek yiv yivli yiyecek yobaz yoga yoğun yoğunlaşmak yoğunlaştırmak yoğunluk yoğurmak yoğurt yok yok edici yok etmek yok olma yok olmak yok pahasına yok yere yoklama yoklamak yokluk yoksa yokskun bırakmak yoksul yoksullaşmak yoksullaştırmak yoksulluk yoksun bırakmak yoksunluk yokuş yokuş aşağı yokuş yukarı yol yol açmak yol alma yol almak yol gösteren yol gösterme yol göstermek yol parası yol vermek yola çıkmak yola getirmek yola koymak yolcu yolculuk yolda yoldaş yollamak yollu yolmak yolsuz yolsuzluk yolunda yolundan çıkmış yolunu beklemek yolunu kaybetmek yolunu kesmek yolunu şaşırmak yön yonca yönelmek yöneltmek yönerge yöneten yönetici yönetim yönetim kurulu yönetmek yönetmelik yönetmen yönetmenlik yonga yönlendirme yönlendirmek yöntem yöntembilim yontmak yontu yoran yöre yöresel yorgan yorgun yorgun argın yorgunluk yormak yortu yorucu yorulmak yorulmak bilmez yorulmaz yorum yorum yapmak yorumcu yorumlamak yörünge yosma yosun yosunlu yota yozlaşmak yozlaşmış yüce yüce gönüllü yücelik yücelmek yüceltilmiş yüceltme yüceltmek yudum yufka yufka yürekli yugoslav yugoslavya yuhalamak yük yük boşaltmak yük gemisi yük olmak yukarı yukarı çıkış yukarı kaldırmak yukarıda yukarıda olan yukarıdaki yukarıki yukarıya yukarıya doğru giden yüklem yükleme yüklemek yüklü yüklü araba yükseğe yükseğe atmak yüksek yüksek ruhlu yüksek sesle yükseklik yüksekokul yüksekten atmak yükseliş yükselme yükselmek yükselteç yükselti yükseltici yükseltmek yüksükotu yüküm yükümlü yükümlülük yumak yummak yumru yumru kök yumruk yumruk atmak yumruklamak yumurcak yumurta yumurta sarısı yumurtadan çıkmak yumurtalık yumurtlamak yumuşak yumuşak kalpli yumuşaklık yumuşamak yumuşatmak yün yunan Yunanistan Yunanlı yunus yunusbalığı yürek yüreklendirmek yürekli yüreklilik yüreksiz yürekten yurt yurtdışına yurtdışında yurtiçi yurtseverlik yurttaş yurttaşlık yürümek yürürlüğe koymak yürürlük yürürlükte olmak yürürlükten kaldırmak yürütme yürütmek yürüyen merviden yürüyerek yürüyerek gitmek yurüyüş yürüyüş yusufcuk yusufçuk yutak yutkunmak yutmak yutturmak yuva yuva yapmak yuvalamak yuvarlak yuvarlak çıkıntı yuvarlak şey yuvarlakça yuvarlaklaştırmak yuvarlamak yuvarlanan yuvarlanmak yüz yüz çevirmek yüz tutmak yüz vermek yüz yüze yüzbaşı yüzde yüzde yüz yüzde yüzdelik yüze ait yüzen yüzer yüzey yüzeysel yüzgeç yüzkarası yüzleşmek yüzme yüzmek yüznumara yüzölçümü yüzsüz yüzsüzlük yüzü kızarmak yüzücü yüzük yüzükparmağı yüzüncü yüzünden yüzüne vurmak yüzünü buruşturmak yüzüstü yüzüstü bırakmak yüzyıl yüzyıllık zaaf zabıt zabıta zafer zafer alayı zafer kazanmak zafiyet zahiri zahmet zahmet etmek zahmet vermek zahmetli zahmetsizce zakkum zalim zalimlik zam zam yapmak zaman zaman kaybetmek zaman kazanmak zaman öldürmek zaman zaman zamanın zamanla zamansız zambak zamir zamk zamklı zampara zamparalık zan zanaat zanaatçı zangırdamak zannetmek zapt zapt etmek zaptetmek zaptolunamaz zar zar zor zarafet zarafetsiz zarar zarar görmek zarar görmemiş zarar ödemek zarar vermek zararı ödeme zararına zararını ödemek zararlı zararlı ot zararsız zarf zarif zariflik zarta zaruret zaruri zat zaten zatülcenp zatürree zavallı zayi olmuş zayıf zayıf düşmek zayıf düşürmek zayıflamak zayıflamayan zayıflatma zayıflatmak zayıflık Zebra Zebur zedelemek zehir zehir etmek zehir katmak zehirlemek zehirli zekâ zekât zeki zelzele zemberek zembil zemin zencefil Zenci zengin zenginleştirmek zenginlik zeplin zerdeva zerre zerrin zerzevat zevç zevk zevk almak zevkli zevksiz zevksizlik zeytin zeytinyağı zift zihin zihin meşguliyeti zihinsel zihne zihni zihninde tartmak zihnini karıştırmak zihniyet zıkkımlanmak zikzak zil zımbalamak zımbırtı zimmet zimmetine geçirmek zımn zımni zımpara kağıdı zımparalamak zina zincir zincir baklası zincire vurmak zincirlemek zindan zindancı zinde zıpkın zıpkınlamak zıplama zıplamak zira ziraat ziraat tanrısı ziraatçı zırdeli zırh zırh eldiveni zırhlı zirkonyum zırva zırvalamak zirve zıt zıtlaşma zıtlık zıvana zıvana açmak ziyade ziyafet ziyafet çekmek ziyan ziyaret ziyaret etmek ziyaretçi ziynet zodyak zonklamak zoolog zooloji zoolojik zor zoraki zorba zorla almak zorla ele geçirmek zorla gülümsemek zorla içeri girme zorla yapılan zorlama zorlamak zorlayıcı zorlu zorluk zorunda zorunda bırakmak zorunda olmak zorunlu zorunluk zorunluluk zotlaştırmak züğürt zührevi zuhur zuhur etmek zulmedici zulmet zulmetme zulmetmek Zulu Zulu dili zulüm zümre zümrüt zümrüt yeşili züppe züppece züppelik zürafa zurna
|